31 Aralık 2015 Perşembe

Masabaşı çalışanları bekleyen büyük tehlike

Günümüzde iş hayatında bilgisayar kullanımının artmasıyla kötü ofis ergonomisine bağlı olarak masabaşı çalışanlar sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabiliyor. Özellikle saatler boyunca masabaşında çalışanlarda hareketsizliğe bağlı boyun, sırt ve bel ağrıları ortaya çıktığını belirten maniplasyon uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, zamanla oluşan bu ağrıların gittikçe müzminleşip kişinin tahammül edemeyeceği boyutlara varabildiğini kaydetti. Sabit bir şekilde bilgisayar karşısında oturup çalışanlarda bel ve boyun kaslarının zamanla tembelleştiğini vurgulayan Şahabettinoğlu,

“Bu da fıtığa sebebiyet veriyor. Bu durumun uzun süre devam etmesi omurgada ciddi rahatsızlara yol açabiliyor. Masabaşı işi olanların gün boyu sabit bir şekilde oturmamaları, her yarım saatte bir ayağa kalkarak ofiste gezmeleri gerekiyor” dedi.

Sürekli aynı pozisyonda bilgisayara bakarak çalışanların boyun egzersizleri yaparak oluşabilecek rahatsızlıklardan kendilerini koruyabileceğini kaydeden Şahabettinoğlu, şöyle devam etti:
“Bu sürekli oturmalar, hareketsizlik sonucunda omurga çevresi kaslarda zayıflamaya ve sonuçta boyunda düzleşme, boyun ve bel fıtıklarına zemin hazırlıyor. Gün içinde hareketsizlikten ve sürekli aynı pozisyonda oturmaktan kaynaklanan ağrılarınız belden bacağa yayılıyorsa bel fıtığı, boyundan kola ve ele yayılan ağrınız mevcutsa boyun fıtığı olabileceğiniz ihtimalini beraberinde getiriyor.”

Ali Şahabettinoğlu, bu tür rahatsızlıklarda hemen bir fizik tedavi uzmanına başvurulmasını önerdi. Bursa’daki merkezinde maniplasyon (elle tedavi) yöntemi uygulayan Şahabettinoğlu, bu yöntemin çok az sayıda doktor tarafından uygulandığına dikkat çekti. Maniplasyon tedavisinin hafif vakalarda 2-3, orta vakalarda 4-6 ve ileri vakalarda 7-9 seans uygulandığını anlatan Şahabettinoğlu, “Bu tedavi hastalıklı bölgeye birtakım bastırma, germe ve döndürme gibi manevralarla uygulanır. Bu tedavi yöntemi masajla ilgili değildir. Ameliyatın sadece bel fıtığında ayaklarda ilerleyen kas gücü kaybı, idrar-büyük abdest kaçırma şikayeti olan ya da ameliyatsız tedaviyle cevap veremeyen hastalarda, boyun fıtığında ise ellerde kollarda ilerleyen kas gücü kaybı olanlarda uygulanır” dedi.

Şahabettinoğlu, maniplasyon tedavisinin bel ve boyun fıtıklarında hastaların yüzde 98’inde başarı oranına sahip olduğunu da sözlerine ekledi. 

(İHA)



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Kolaylıkla hazırlanan sağlıklı yemekler

Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, acil durum yiyecekleri hakkında önerilerde bulundu. Çoğu zaman yemek hazırlamak için fırsatımız olmadığıın belirten Tutar, konuyla ilgili şunları söyledi:

"Eğer elinizin altında herhangi bir besin yoksa bu sefer fast food besinlere yönelme olmaktadır. Yoğun çalışıyorsanız ve yemek hazırlamakta sıkıntı yaşayanlardansanız aşağıdaki besinleri mutfağınızda sürekli olarak bulundurun. En azından 20 dakika sonra yemeğiniz sofranızda olacaktır. Bu şekilde hem sağlıklı beslenme programınızdan şaşmamış olursunuz hem de kilo vermek amaçlı diyet yapıyorsanız diyetinizden kopmalar olmaz. Zaten çoğu zaman diyet yapmamak için kendinize bile bahane sunan sizler en azından bu şekilde bir bahaneniz daha ortadan kalkar."

Her daim elinizin altında bulundurmanız gereken besinler hakkında bilgi veren Tutar, şunlaır söyledi:

"Günümüzde en çok tartışılan besinlerden birisi de tavuktur. Maalesef ki her tükettiğimiz tavuğun güvenilirliği tartışılacak duruma geldi. Ama siz evinize güvendiğiniz yerden tavuk almayı ihmal etmeyin. Tavuk hem baharatlandığında hem de az bir sos çeşidi ile hazırlandığında gayet lezzetli bir hayvansal kaynaklı protein olacaktır. En azından bir pizzadan iyi seçim olacağı kesindir. Hangi bölgesini tüketmeliyim? gibi obsesif sorulara gerek yok. Önce siz beslenme programınıza sadık kalın tavuğun but kısmını tüketseniz de kilo almanıza neden olmaz."

"Günümüzde her türlü teknolojiyi kullanan bizler yemeğe gelince bazen geri kalabiliyoruz. Dondurulmuş sebzeler her zaman iyi bir alternatiftir. Tabi mevsiminde olan bir sebzeyi hepimiz isteriz ama en azından dondurucuda bulunan ıspanağın hiçbirimize bir zararı olmaz. Zaten hazır yıkanmış ve doğranmış olarak satılan bu sebzeleri biraz yağ ile çevirip hemen hazır duruma getirebilirsiniz. En azından boğazınızdan sağlıklı bir yemek geçer."

"İşte çok sağlıklı olan ama toplum olarak frenimiz olmadığı için bizlere kilo yapan gruba geldik. Bu grup çok sağlıklıdır. Çünkü içerisindeki yağ asitlerine ihtiyacımız var ama belirli miktarlarda. Fındık, badem, ceviz, kaju, yer fıstığı, antep fıstık gibi çok çeşidimiz var ama bunların tüketim miktarını diyetisyeniniz ile konuşup planlamanız çok daha sağlıklı olacaktır. Çünkü kaş yaparken göz çıkarabilir aynanın karşısında tanımadığınız bir siz ile karşılaşabilirsiniz."

"Her şeyimizi güya planlı yapan biz vücudumuza gelince yeterli özeni göstermiyoruz. Evet, o gün yoğunuz, iş toplantımız var veya gece çalışmak zorunda olduğumuz için yemek hazırlayamayacağız. Peki, bu bahane mi? Kesinlikle değil. Örneğin maş fasulyesini bir gün önce haşlayıp atın dolabınıza. Ertesi günü içerisine biber, domates ve soğan doğrayın soğuk olarak tüketin. Hem protein kalitesi o çok moda olan kinoa’nın iki katı kadar. Aynı şekilde zeytinyağlı sebzeyi de dolapta tutabilirsiniz. Ertesi günü yoğurt ile birlikte elinizin altında hazır yemeğiniz vardır."

"Aslında toplum olarak elimizin altında birçok besin var ama biz bunları kullanmak yerine daha çok muzurluk yapmayı seviyoruz. Dolabınızda her zaman yumurta bulundurun. Alın size en kaliteli protein kaynağı. Sağlığı televizyonda, dergide, sitelerde değil dolabınızda arayın. Çıkarın iki yumurtayı omlet yapın, melemen yapın, olmadı haşlayın akşam yemek niyetine tüketin. Merak etmeyin akşam yediğiniz tıka basa yemek kadar sizi tok tutacaktır. Tabi yanına abartılı ekmek tüketmeyin."

(İHA)



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Yoğurtlu Patates Salatası

Yoğurtlu Patates Salatası Tarifi İçin Malzemeler

8-10 adet patates,1 su bardağı bezelye,1 çay bardağı mısır,3 adet havuç,6-7 adet kornişon,Bir tutam dereotu ve maydanoz (isteğe bağlı),1 kase yoğurt,3 yemek kaşığı mayonez,Tuz.

Yoğurtlu Patates Salatası Yapılışı

Patatesi ve havucu küp küp doğrayalım.

Patatesi, havucu ve bezelyeyi ayrı kaplarda yumuşayana kadar haşlayalım.

Kornişonu, dereotunu ve maydanoz ince ince doğrayıp bir kaba alalım.

Üzerine haşladığımız patatesi, havucu ve bezelyeyi ilave edelim.

Sonra yoğurt ile mayonezi karıştırıp sebzelerin üzerine dökelim ve karıştıralım.

Son olarak tuzu ilave edip karıştıralım.

Kelepçeli kalıbın içini streç film ya da poşetle kaplayalım.

Hazırladığımız harcı kalıba döküp bastırarak düzeltelim.

Daha sonra 2-3 saat buzdolabında dinlendirelim.

Süre sonunda servis tabağına ters çevirelim.

Yoğurtlu Patates Salatamızın üzerini istediğiniz şekilde süsleyip servis yapın.

Sebzeleri evde hazırlamaya vaktiniz yoksa bir kavanoz garnitür kullanabilirsiniz.

Bu güzel Yoğurtlu Patates Salatası Tarifi‘ni bizimle paylaşan Lezzet Pınarından Damlalar’a çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolata Tarifi

Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolata Tarifi İçin Malzemeler

100 gr bitter çikolata,100 gr sütlü çikolata,100 gr beyaz çikolata,1 avuç antep fistığı,1 avuç kaju fıstık,1 avuç yaban mersini,10 adet küp doğranmış kuru kayısı.

Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolata Yapılışı

Çikolataları benmari usulü ayrı ayrı eritelim.

Erittiğimiz çikolataları yağlı kağıt serdiğimiz tepsilere ayrı ayrı dökelim.

Sonra spatula ile bir katman halinde yağlı kağıdın üzerine yayalım.

Dilerseniz çikolataları birbirlerinin üzerine gezdirerek hafifçe karıştırıp mermer görüntüsü verebilirsiniz.

Çikolataların üzerine kuru kayısı, fıstık ve yaban mersini serpelim.

Tepsileri buzdolabına kaldırıp çikolatalar donana kadar bekletelim.

Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolatamızı dilimleyip servis yapın.

Not: Antep fıstığının kabuklarını soyarak kullandım.

Fıstıkları 2 dakika kaynar su da bekletip suyunu süzelim.

Fıstıkları bir mutfak havlusu üzerine serip havluyu fıstıkların üzerine kapatalım.

Elimizle ovuşturarak kabukların parçalanmasını sağlayalım. Daha sonra tek tek elimizle ayıklayalım.

Bu nefis Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolata Tarifi’ni bizimle paylaşan Mutfağımdan’a teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Gebelikte yanlış beslenme bebeğe zarar veriyor

Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, “Gebelik kadın için doğal fizyolojik bir olaydır. Gebelikte kadının normal fizyolojisinin üzerine fetal (anne karnındaki bebek) büyümenin de eklendiği değişiklikleri kapsar. Bu nedenle toplumumuzda iki canlıyı doyuracak kadar yemesi gerektiği fikri ağır basmaktadır. Ancak güncel bilgilerimiz hamile annenin fazla beslenmesi kadar yetersiz beslenmesinin de anne ve bebek sağlığına zarar verdiğidir” dedi.

Demir eksikliğine dikkat!

Bitkisel besinlerle veya tek yönlü beslenen kadınlarda demir eksikliği anemisinin sıklıkla görülen bulgu olduğunu anlatan Selçuk, “Demir eksikliği olan annelerin düşük doğum ağırlıklı bebek, düşük olduğu ve doğan bebekte de anemi görüldüğü bildirilmiştir. Demirden zengin besinler karaciğer, kırmızı et, tavuk eti, balık özellikle sardalya, yumurta, kuru baklagillerdir. Gebelik döneminde birçok nedene bağlı olarak kalsiyum ve fosfor gereksinimi artmaktadır. Kalsiyumun doğal kaynaklardan sağlanması anne ve bebek için tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Süt, yoğurt, peynir, çökelek, pekmez, fındık, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler kalsiyumun en iyi kaynaklarıdır" diye konuştu.

Çinko eksikliği bebeğin gelişimini yavaşlatıyor

Çinkonun büyüme-gelişme, protein yapısındaki enzimlerin üreme işlevi için gerekli en önemli minerallerden biri olduğunu ifade eden Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, “Diyetteki çinko eksikliği ile anne karnında büyüme geriliği, ölü doğumlar, doğumsal anomaliler görülmektedir. Çinko; et, deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, yumurta, fındık, badem, ceviz gibi kuru yemişlerde bulunmaktadır. A vitamini eksikliğinde prematüre doğum, düşük doğum ağırlıklı bebekler, bebeğin başının gelişmemesi (mikrosefali), görme kusurları oluşmaktadır. Havuç, balık, süt, karaciğer, yumurta sarısı, domates, kivi, yeşil yapraklı sebzelerde yoğun miktarda bulunmaktadır. Gebelikte bu vitaminin demir, kalsiyum, folik asit, tiamin, riboflavin, pantotenik asit, A-E vitaminini vücutta kullanılmasının etkin rolü bulunmaktadır. Kuşburnu, yeşil-kırmızı biber, turunçgiller, domates, patateste bol miktarda bulunur. Vücutta depo edilmez, idrarla dışarı atılır” dedi.

(İHA)



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Masabaşı çalışanları bekleyen büyük tehlike

Günümüzde iş hayatında bilgisayar kullanımının artmasıyla kötü ofis ergonomisine bağlı olarak masabaşı çalışanlar sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabiliyor. Özellikle saatler boyunca masabaşında çalışanlarda hareketsizliğe bağlı boyun, sırt ve bel ağrıları ortaya çıktığını belirten maniplasyon uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, zamanla oluşan bu ağrıların gittikçe müzminleşip kişinin tahammül edemeyeceği boyutlara varabildiğini kaydetti. Sabit bir şekilde bilgisayar karşısında oturup çalışanlarda bel ve boyun kaslarının zamanla tembelleştiğini vurgulayan Şahabettinoğlu,

“Bu da fıtığa sebebiyet veriyor. Bu durumun uzun süre devam etmesi omurgada ciddi rahatsızlara yol açabiliyor. Masabaşı işi olanların gün boyu sabit bir şekilde oturmamaları, her yarım saatte bir ayağa kalkarak ofiste gezmeleri gerekiyor” dedi.

Sürekli aynı pozisyonda bilgisayara bakarak çalışanların boyun egzersizleri yaparak oluşabilecek rahatsızlıklardan kendilerini koruyabileceğini kaydeden Şahabettinoğlu, şöyle devam etti:
“Bu sürekli oturmalar, hareketsizlik sonucunda omurga çevresi kaslarda zayıflamaya ve sonuçta boyunda düzleşme, boyun ve bel fıtıklarına zemin hazırlıyor. Gün içinde hareketsizlikten ve sürekli aynı pozisyonda oturmaktan kaynaklanan ağrılarınız belden bacağa yayılıyorsa bel fıtığı, boyundan kola ve ele yayılan ağrınız mevcutsa boyun fıtığı olabileceğiniz ihtimalini beraberinde getiriyor.”

Ali Şahabettinoğlu, bu tür rahatsızlıklarda hemen bir fizik tedavi uzmanına başvurulmasını önerdi. Bursa’daki merkezinde maniplasyon (elle tedavi) yöntemi uygulayan Şahabettinoğlu, bu yöntemin çok az sayıda doktor tarafından uygulandığına dikkat çekti. Maniplasyon tedavisinin hafif vakalarda 2-3, orta vakalarda 4-6 ve ileri vakalarda 7-9 seans uygulandığını anlatan Şahabettinoğlu, “Bu tedavi hastalıklı bölgeye birtakım bastırma, germe ve döndürme gibi manevralarla uygulanır. Bu tedavi yöntemi masajla ilgili değildir. Ameliyatın sadece bel fıtığında ayaklarda ilerleyen kas gücü kaybı, idrar-büyük abdest kaçırma şikayeti olan ya da ameliyatsız tedaviyle cevap veremeyen hastalarda, boyun fıtığında ise ellerde kollarda ilerleyen kas gücü kaybı olanlarda uygulanır” dedi.

Şahabettinoğlu, maniplasyon tedavisinin bel ve boyun fıtıklarında hastaların yüzde 98’inde başarı oranına sahip olduğunu da sözlerine ekledi. 

(İHA)



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Pet Şişeler Yasaklanıyor!

Dicle Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hamdi Temel ve doktora öğrencisi uzman Mustafa Abdullah Yılmaz Ortadoğu’da sadece Türkiye’de bulunan Lc ms ıt tof cihazı ile yaptığı araştırmalarda, pet şişelerde kanserojen içeren kimyasal maddeler olduğunu ortaya çıkardı. Prof. Dr. Temel’in araştırmalarının ardından Amerika’nın San Francisco eyaletinde, plastik pet şişe satışlarını yasakladı.
Hamdi Temel, her gün kullanılan pet sulardan geçen polimer katkıların vücuda dahil olmalarının ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını söyledi. Süper marketten alınan bir pet şişede ölçümleri yaptıklarını ifade eden Temel, "Chimassorb 81, Oleamide, Irgafos 168, kimyasal maddelerini burada gördük. Daha sonra güneş ışınlarına maruz kalan pet şişelerde yaptığımız inceleme de ise bu üç kimyasal maddenin yanında Antioxidant 2246 ve Butylated Hydroxytoluene maddelerini de rastladık."diye konuştu.
Bu tip kimyasal maddelere ömür boyu maruz kalınacağından ötürü iç organların ciddi manada zarar göreceğini dile getiren Temel, "Biz bu katkı maddelerini vücudumuzda depolamaya başlayacağız ve bunlar belli bir oranda vücutta birikecek. Bunlar kimyasal katkı maddeleri olduğu için hücrelere çok büyük zarar verecektir. Chimassorb 81 böbreklerde ve akciğerlerde çok büyük bir tahrip yapıyor. Butylated Hydroxytoluene böbreklere, akciğerlere ve solunum sistemlerine çok büyük zarar veren maddeler. Chimassorb 81 fazla olduğunda bunu yüzünüzü yıkamada kullandığınızda yüzünüzün kuruduğunu, gözlerinizin yaşardığını hissedersiniz." şeklinde konuştu.
Harvard Üniversitesi School of Public Health araştırmacıları, öğrenciler üzerinde yaptıkları inceleme ve araştırmalardan ise korkunç sonuçlar elde ettiler. Bu araştırmada; bir hafta boyunca plastik şişelerden su içen öğrencilerin idrarlarındaki incelemede BPA maddesinin yüzde 69 arttığı görüldü. BPA maddesi, dişilik hormonu östrojene benzeyen bir madde. Bu madde büyüme bozukluklarına, doğumsal kusurlara, kalp hastalıkları ile diyabet riski artışına sebep oluyor.

Plastik şişeler neden yasaklanmalı?

Pet şişeler hem sağlığa hem çevreye yönelik yüksek riskler içeriyor. Birçok Avustralya kasabası' bölgelerinde pet şişe sularının satışını yasakladı. Çünkü; New York merkezli Doğal Kaynakları Koruma Konseyi (NRDF), her üç plastik şişe suyundan birinde sentetik organik kimyasallar ve bakteriler bulunduğunu açıkladı.
Kanser hakkında çalışmalarıyla bilinen Prof. Dr. Erkan Topuz ise güneşte duran pet şişelerin kanser riskini arttırdığını söyledi. Erkan Topuz, Pet şişeler kesinlikle güneşte durmamalı. Aksi taktirde plastikteki maddeler suya geçiyor. Ekonomik nedenlerle bunlar plastikten yapılıyor, ama en sağlıklısı cam" ifadelerini kullandı.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Fincan Böreği Tarifi

Fincan Böreği Tarifi İçin Malzemeler

2 adet yumurta,1 tatlı kaşığı tuz,1,5 su bardağı ılık su,Yaklaşık 5 su bardağı +1 yemek kaşığı un.

İçi İçin:

200 gr kıyma,2 adet orta boy kuru soğan,3 yemek kaşığı sıvı yağı,Karabiber,Pul biber,Tuz.

Pişirmek İçin:

Bolca sıvı yağı.

Fincan Böreği Yapılışı

Bir kaba unu ve tuzu koyup harmanlayalım.

Unun ortasını açıp yumurtaları ilave edip karıştıralım.

Sonra azar azar ılık suyu ilave edip ele yapışmayan yumuşak kıvamlı bir hamur yoğuralım.

Hamurun üzerini hava almayacak şekilde streç ile kapatıp 5-10 dakika dinlendirelim.

İçi için; ince ince doğradığımız soğanı sıvı yağda pembeleşinceye kadar kavuralım.

Üzerine kıymayı ilave edip kavuralım.

Baharatları ve tuzu ilave edip ocaktan alalım.

Dinlenen hamuru ikiye bölelim.

Her parçaya un serpip merdane ile mantı hamurundan biraz daha ince olacak şekilde yufka büyüklüğünde açalım.

Açtığımız yufkanın yarısına kadar resimdeki gibi kıymalı harçtan koyalım.

Yufkanın boşta kalan kısmını kıymalı harcın üzerine kapatalım.

Fincan ya da çaydanlık kapağı ile yufkayı yuvarlak şekilde keselim.

Hazırladığımız börekleri kızgın sıvı yağda arkalı önlü pişirelim.

Kızarttığımız börekleri kağıt havlu üzerine alıp fazla yağlarını çektirelim.

Fincan Böreklerimizi servis tabağına alıp sıcak olarak servis yapın.

Bu harika Fincan Böreği Tarifi için Aşçı Mutfakta’ya teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Baklavalık Yufkadan Tepsi Böreği Tarifi

Baklavalık Yufkadan Tepsi Böreği Tarifi İçin Malzemeler

24 adet baklavalık yufka.

Sosu İçin:

1 su bardağı süt,2 adet yumurta,1 çay bardağı sıvı yağı,1 çay kaşığı kabartma tozu.

İçi İçin:

250 gr beyaz peynir,250 gr ıspanak (peyniri arttırıp ıspanak yerine maydanoz kullanabilirsiniz).

Üzeri İçin:

Susam,Çörek otu.

Baklavalık Yufkadan Tepsi Böreği Yapılışı

Tepsiyi hafif yağlayalım.

Sosu için; bir kaba sütü, yumurtaları, sıvı yağı ve kabartma tozunu koyup iyice çırpalım.

İçi için; bir kaba peyniri ve ince ince doğradığımız ıspanağı koyup karıştıralım.

2 adet baklavalık yufkayı üst üste tepsiye yerleştirelim.

Yufkanın her yerine sostan sürelim.

Sosun üzerine iki adet yufkayı daha yerleştirip tekrar sostan sürelim.(her yufkanın arasına değilde iki yufkada bir sostan sürüyoruz)

Bu şekilde 12 adet baklavalık yufkayı üst üste koyalım.(son yufkanın üzerine sos dökmüyoruz)

Sonra peynirli ıspanaklı harcı döküp yufkanın her yerine eşit şekilde yayalım.

Harcın üzerine kalan yufkaları aynı sıra ile yerleştirip soslayalım.

Kalan sosu hazırladığımız böreğin üzerine dökelim.

10-15 dakika dinlendirip böreği dilimleyelim.

Böreğin üzerine susam ve çörek otu serpelim.

Baklavalık Yufkadan Tepsi Böreğimizi önceden ısıtılmış 180° fırında altın sarısı renk alana kadar pişirelim.

Çıtır çıtır ve çok hafif bir böreğimiz oldu. Soğuk olarak da tüketebilirsiniz.

Bu harika Baklavalık Yufkadan Tepsi Böreği Tarifi’ni bizimle paylaşan Çiğdem’ce Lezzetler‘e teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Havuç mu sarımsak mı? Göz ile ilgili efsane bilgiler doğru mu?

Besinler, göz sağlığımız için büyük önem taşıyor. Çoğumuz balık veya havuç yemenin gözlere iyi geldiğini duymuşuzdur. Veya göz kapağımızda arpacık çıktığında; çay ile kompres veya sarımsak sürmek gibi uygulamaları çoğumuz denemişizdir. Peki bunlar gerçekten doğru uygulamalar mı?

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Coşar göz sağlığımıza besinlerin etkileriyle ilgili halk arasında mit haline gelmiş 8 konu ile ilgili bilgi verdi:

1-Balıktaki Omega 3 göze daha çabuk etki ediyor

Balık tüketimiyle alınan omega-3 yağ asitlerinin; görmeyi tehdit eden “yaşa bağlı sarı nokta hastalığı” ve kadınlarda “göz kuruluğu” riskini azalttığını gösteren bazı veriler mevcut. Omega-3 yağ asitlerini bol içeren diğer besinler ise keten tohumu, ceviz ve koyu yeşil yapraklı sebzeler. Ancak, balıktaki omega-3’ün vücut tarafından kullanımı daha kolay oluyor.

2. Havuç, göz sinirlerine iyi gelir

Havucun gözlere faydalı olduğu ve gece görüşünü artırdığı yönünde yaygın bir inanç vardır. Gerçekten de havucun içindeki beta-karoten (A vitamini), gözün retina tabakasında ışığı algılayan hücreler için gereklidir. Bu ışık algılayıcılar, ciddi A vitamini eksikliğinde fonksiyonlarını yerine getiremez ve gece körlüğü oluşur.

3. Badem yağı kirpikleri uzatmaz

Badem yağı içerdiği antioksidanlar nedeniyle pek çok göz çevresi kreminin ve makyaj temizleyicinin içinde bulunur. Ancak badem yağının kirpikleri uzattığını gösteren bilimsel bir çalışma yok.

4. Arpacığa sarımsak sürmeyin

Arpacık ve şalazyon (yağ kisti), göz kapağında şişlik yapan ve birbiri ile karıştırılan iki hastalıktır. Her iki hastalıkta da kirpik diplerindeki yağ bezlerinin kanal ağzı tıkanıyor.
Şalazyonda sadece tıkanıklık olurken; arpacıkta tıkanıklığa ek olarak, mikrobik iltihaplanma söz konusu.
Arpacığın tedavisi sıcak pansuman, antibiyotikli damla ve pomadla yapılıyor. Şalazyonda ise bu tedaviye kortizonlu damlalar da ekleniyor. Sarımsağın içindeki sülfid bileşenlerinden “alisin”in antibakteriyel etkisi biliniyor. Ancak günümüzde pek çok antibiyotikli / kortizonlu damla ve pomad varken, sarımsak sürmek tavsiye edilen bir uygulama değil.

5. Göze özel vitamin hapları

Gözler için özel olarak üretilmiş vitamin kombinasyonları, yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ileri evreye geçme riskini yüzde 25 oranında azaltıyor. Şimdilik sadece yaşa bağlı sarı nokta hastalığı olanlara göz için ekstra vitamin kullanımı tavsiye ediliyor.

6. Şiş gözlere salatalık!

Göz altı torbaları, göz çevresindeki yağ torbalarından kaynaklanıyor. Yaş ilerledikçe, bu yağ torbalarını geride tutan zar gevşiyor ve yağlar öne doğru gelip, iyice belirginleşiyor. Ancak kimilerinde genç yaşlarda da yapısal olarak bu yağ torbaları belirgin olabiliyor. Sabahları, göz altları daha şiş oluyor. Bunun nedeni yatarken kan dolaşımı dağılımının değişmesi ve yerçekimi etkisi ile göz çevresinde sıvı birikmesi.
Salatalık, cilde uygulandığında hafif sıkılaştırıcı / büzüştürücü özellik gösteriyor. Bunun nedeni içindeki askorbik asit (C vitamini) ve kafeik asit. Salatalığın yapısının çoğunu ise su oluşturuyor. Bu da buzdolabından çıkarıldığında soğutucu etki yaratıyor. Salatalık hem içindeki su tutucu etkiyi azaltan maddeler, hem de soğuk etkisiyle göz kapaklarının üstüne konduğunda sabah şişliğini azaltıyor. Böyle bir uygulama yapmak istiyorsanız - salatalık alerjiniz olmadığı sürece - göz sağlığınız açısından bir sakınca yok.

7. Parlak gözler için sakın limon sıkmayın

Asla böyle bir uygulama yapmayın. Limonun gözleri parlatan bir etkisi yoktur. Aksine limonun içindeki sitrik asit ve düşük pH yüzünden gözleriniz tahriş olur.

8. Haftada iki porsiyon balık, fındık, sebze - meyve gözlere iyi gelir

Göz sağlığı için beslenmenizde şu basit değişiklikleri yapmanız faydalı:
Omega-6 yağ asitlerinden zengin pişirme yağları yerine daha az omega-6 içeren zeytinyağını tercih edin (Balıkta bol bulunan omega-3 yağ asitlerinin aksine, omega-6 yağ asitleri sağlıklı değil).
Bolca balık, meyve ve sebze tüketin.

Doymuş yağlar ve margarinden kaçının.
Kızartılmış besinlerden kaçının.
Özetle, bolca yeşil yapraklı sebze, haftada iki porsiyon balık, fındık, sarı / turuncu meyve ve sebze tüketimi; vücut sağlığınız için olduğu gibi göz sağlığınız için de yararlı...

Yaz sıcaklarının başladığı şu günlerde göz sağlığımız için vücudumuzun düzenli olarak alması gereken vitaminler var. Göz sağlığımız için büyük önem taşıyan vitaminlerin başında A, E, C ve B2 vitaminleri, Omega 3 ve 6 yağ asitleri ile çinko, magnezyum gibi minareler geliyor. Uzmanlar, ağızdan hap olarak alınan vitaminlerin vücutta birikerek bazı hastalıklara yol açtığının altını çiziyor. Bunlardan en önemlisi, beyin etrafındaki sıvının artışı ve göz sinirine bu sıvının yaptığı basınç ile görme kaybının meydana gelmesidir.

Göz sağlığı için yenilmesi gereken besinleri ve göz sağlığına iyi gelen besinleri anlatan Avrupagöz Grubu Medikal Direktörü Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, “A vitamininin bolca bulunduğu besinlerin başında süt ürünleri ve tüm kırmızı, yeşil, turuncu meyve ve sebzeler gelmektedir. A vitamininin yeterli miktarda tüketilmesinin başta gece körlüğü, olmak üzere makula dejenerasyonu ve katarakt oluşumunu geciktirdiğini bilinmektedir” dedi.

Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, E vitamini açısından zengin olan ayçiçeği çekirdeği, badem ve fındığın günün her saatinde rahatlıkla tüketebileceğimiz besinler arasında yer aldığını, ayrıca makula dejenerasyonunun önlenmesinde E vitaminin oldukça etkili olduğunu hatırlattı.

Göz Sağlığı İçin Sofralarımızdan Eksik Etmeyeceğimiz Besin Listesi

ISPANAK : Göz sağlığı için mucizevî etkileri olan ıspanak, içerdiği lutein ve zeaxanthin adlı doğal antibiyotikler ile görme bozukluklarına karşı etkili olmaktadır. Aynı zamanda yaşla birlikte ortaya çıkan göz hastalıklarına karşı da gözlerimizi korurken doğal güneş gözlüğü olarak güneşten gelen zararlı mavi dalgaları da filtrelemektedir.

PATATES: Uzmanlar tarafından yapılan araştırmalar sonrasında A vitamini açısından zengin bir besin olan patatesin ise katarakt riskini düşürebileceği gözlemlenmiştir. Buğday ise özünde bulunan E vitamini ile yaşa bağlı göz bozulmalarını önleyip tıpkı patates gibi katarakt riskini azaltmaktadır.

SOMON: Retina ve gözün dış bölümünde bulunan önemli bir yağ asidi olan dokosaheksaenoik asit, göz sağlığını korumak için düzenli olarak alınması gereken vitaminlerdendir. Dokosaheksaenoik asit daha çok somon, uskumru, sardalye gibi soğuk su balıklarında bulunmaktadır.

KIRMIZI VE YEŞİL BİBER: Kırmızı ve yeşil biber ile turunçgiller de C vitamini açısından zengin olan besinlerdendir. Diyabet hastalarının gözlerini korumak için düzenli olarak C vitamini almaları gerekmektedir. Çünkü C vitamini şeker hastalığının sinirler ve damarlar üzerindeki olumsuz etkilerini ve bırakacağı hasarı önlemektedir.

AYÇİÇEĞİ ÇEKİRDEĞİ, BADEM VE FINDIK: Vitamini açısından zengin olan ayçiçeği çekirdeği, badem, fındık günün her saatinde rahatlıkla tüketebileceğimiz besinler arasında yer almaktadır. Makula dejenerasyonunun önlenmesinde E vitamini oldukça etkilidir.

Tüm bu besinler insan vücudunun en güzel organlarından biri olan gözlerimiz için birer sağlık deposu olarak sofralarımızdan eksik edilmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan, göz ile ilgili herhangi bir rahatsızlık hissedilmesi durumunda ise hastaların, teşhis ve tedavi sürecini en kısa sürede başlatması gerektiğini de sözlerine ekledi.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Yeşilay'dan yılbaşında alkol uyarısı

Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, yılbaşı kutlamalarında alkolün istenmeyen sonuçlara yol açtığını belirterek, "Yeni yıla sevdiklerimizle sağlıklı girmenin mutluluğunu alkol bozmasın" dedi.

Öztürk, yazılı açıklamasında, alkol alarak kontrolünü kaybeden kişilerin kendileri ve çevreleri için tehdit oluşturabileceğini vurgulayarak, alkolün zararlarına dikkati çekti.

Geçen yıl bu konuda farkındalık yaratmak için etkili çalışmalar yaptıklarını ifade eden Öztürk, şunları kaydetti:

"Yeni yıl eğlencelerinin yanlış bir anlayışla alkolle birleşmesine ve bu birleşmenin görünür, görünmez, kısa ve uzun vadeli çok sayıda zarara yol açmasına karşı durduk. Yeni yıla girmenin mutluluğu, alkol tüketimi nedeniyle kabusa dönüşmesin. Alkol, bir kadehi bile sağlık riskleri barındıran toksik bir maddedir. DSÖ, sağlık açısından alkol kullanımında güvenli bir alt sınırın olmadığını belirtiyor. Yeni yıla sevdiklerimizle sağlıklı girmenin mutluluğunu alkol bozmasın. Yılbaşı kutlamalarında alkol nedeniyle istenmeyen sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu tehlikeye karşı farkındalık kazanalım, duyarlı olalım."

AA



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

30 Aralık 2015 Çarşamba

Lahanalı Ekşili Salata Tarifi

Lahanalı Ekşili Salata Tarifi İçin Malzemeler

Küçük boy kırmızı lahana,3 adet salatalık turşusu,1-2 dal ince ince doğranmış dereotu,1-2 dal ince ince doğranmış maydanoz,1 adet limon,2 yemek kaşığı sirke,1 tatlı kaşığı tuz,1/4 çay bardağı zeytinyağı (çeyrek su bardağı).

Lahanalı Ekşili Salata Yapılışı

Kırmızı lahanayı ince ince doğrayıp yıkayalım ve suyunu süzdürelim.

Suyunu iyice süzdüğümüz lahanayı bir kaba alalım.

Üzerine limon suyunu, tuzu ve sirkeyi ilave edip iyice ovalım ve bu şekilde 5-10 dakika bekletelim.

Süre sonunda ince ince doğradığımız maydanozu, dereotunu, salatalık turşusunu ve zeytin yağını ilave edip karıştıralım.

Hazırladığımız karışımı servis tabağına alalım.

Lahanalı Ekşili Salatamız servise hazır.

Bu nefis Lahanalı Ekşili Salata Tarifi için Aylinden Denemeler‘e teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Yoğurtlu Patates Salatası

Yoğurtlu Patates Salatası Tarifi İçin Malzemeler

8-10 adet patates,1 su bardağı bezelye,1 çay bardağı mısır,3 adet havuç,6-7 adet kornişon,Bir tutam dereotu ve maydanoz (isteğe bağlı),1 kase yoğurt,3 yemek kaşığı mayonez,Tuz.

Yoğurtlu Patates Salatası Yapılışı

Patatesi ve havucu küp küp doğrayalım.

Patatesi, havucu ve bezelyeyi ayrı kaplarda yumuşayana kadar haşlayalım.

Kornişonu, dereotunu ve maydanoz ince ince doğrayıp bir kaba alalım.

Üzerine haşladığımız patatesi, havucu ve bezelyeyi ilave edelim.

Sonra yoğurt ile mayonezi karıştırıp sebzelerin üzerine dökelim ve karıştıralım.

Son olarak tuzu ilave edip karıştıralım.

Kelepçeli kalıbın içini streç film ya da poşetle kaplayalım.

Hazırladığımız harcı kalıba döküp bastırarak düzeltelim.

Daha sonra 2-3 saat buzdolabında dinlendirelim.

Süre sonunda servis tabağına ters çevirelim.

Yoğurtlu Patates Salatamızın üzerini istediğiniz şekilde süsleyip servis yapın.

Sebzeleri evde hazırlamaya vaktiniz yoksa bir kavanoz garnitür kullanabilirsiniz.

Bu güzel Yoğurtlu Patates Salatası Tarifi‘ni bizimle paylaşan Lezzet Pınarından Damlalar’a çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Bu Gıdalarla Enerjinizi Artırabilirsiniz!

Beslenmenize dikkat ettiğiniz takdirde yediğiniz besinlerin kalori almanız dışına kalori yakmanıza yardım ettiğini ve en önemlisi daha iyi bir ruh hali için kan şekerini sabit tutmanız gerektiğini biliyor muydunuz ?

Akıllı Karbonhidratlar

Karbonhidratlar diyet düşmanı olsalar da enerjinizi artırmak için vazgeçilmezlerdendir. Vücudun yakıtı diyebileceğimiz karbonhidratlar aynı zamanda daha iyi hissetmenizi sağlayan serotonin düzeyini de yükseltir. Zayıflamaya uğraşırken tahılları diyetinizden tamamen çıkarmak, B grubu vitaminleri de çıkarmak demektir. Bu durum, depresif ve sinirli bir ruh haline yol açacaktır. Tam tahıllardan B grubu vitaminleri de aldığınızı unutmayın. Önemli olan karbonhidratlardan tamamen uzak durmak değil; özellikle yorgun ve karamsar hissettiğinizde onlara yaklaşmamaktır. Bunun yerine tam buğday ekmeği, kahverengi pirinç ve tahıl gibi kepekli tahılları tercih ederek vücudunuzun enerji ve kan şekeri düzeyini sabit tutabilirsiniz.
Kuruyemişleri dozunda tüketin

Özellikle kaju, fındık ve badem, şekerin enerjiye dönüştürülmesinde önemli rol oynayan protein ve magnezyum bakımından zengindir. Kepekli tahıllar ve bazı balıklar magnezyum kaynaklarıdır.

Somon

Omega 3 yağ asitleri bakımından zengin olan somon gibi yağlı balıklar, kalp sağlığını korumasının yanı sıra depresyona karşı da yardımcı olabilir. Balıklarının yanı sıra, omega-3 kaynakları fındık ve yapraklı, koyu yeşil sebzelerdir.

Yapraklı Yeşiller

Folat depresyon riskini azaltabilir başka bir besindir. Aynı zamanda balık yağı eş değeri olan alfa linolenik asit içerirler. Yeşil yapraklı (ıspanak ve marul gibi) sebzeler, baklagiller, fındık ve narenciyede bulunur.
Bol su ve lifli besin tüketin

Lifli beslenme ve yeterince su tüketmeniz gün boyunca enerji tutmanıza yardımcı olur. Fasulye, tüm meyve, sebze ve tam tahıllı besinler lif içerir.

Dozunu kaçırmadan kahve ve çay için

Kahve içmek dünyanın en popüler kısa vadede enerji sağlama yöntemidir. Kafein geçici zihinsel odaklanma ve enerji iyileştirmesi yapar, metabolizmanızı hızlandırır. Siyah ve yeşil çay da kafein benzeri maddeler içerir. Yapılan çalışmalar çayın uyanıklığı, reaksiyon zamanını ve bellek geliştirmek kapasitesini artırdığını göstermiştir.

Bitter çikolata yiyin ama azıcık

Özellikle bitter çikolata enerjinizi artırırken seratonin hormonu salgılanmasını sağlayarak keyfinizi de yerine getirebilir. Unutmayın, fazla yiyince fazla mutlu yapmaz ve çikolatanın içerisinde karamel ve benzeri katkılar arttıkça faydaları azalacaktır.
Kahvaltıyı krallar gibi yapın

Gün içerisinde daha fazla enerji istiyorsanız tam tahıllı karbonhidrat, iyi yağlar ve az yağlı proteinler içeren bir kahvaltı yapın.

Yağsız et tüketin

Yağsız sığır eti, derisiz tavuk, hindi eti amino asit ve tirozin kaynaklarıdır. Tirozin daha uyanık hissetmenize yardımcı olarak; dopamin ve norepinefrin gibi beyin kimyasallarının seviyesini artırır. Et tüketimi ayrıca uykusuzluk ve depresyona karşı önemli bir koruma olan B-12 vitaminini içerir.

Taze ürünler enerjinizi artırır

Enerjinizin tükenmesini istemiyorsanız mümkün olduğunca mevsiminde bulunan taze meyve ve sebzeleri tüketin.
Bir defada çok fazla yemek yerine azar azar ama sık sık yemek yiyin

Enerjinizi, ruhunuzu ve kan şekerinizi ayakta tutmak için uygulayabileceğiniz yöntemlerden biri de birkaç büyük öğün yerine daha küçük öğünler ve atıştırmalıklarla 3-4 saatte bir yemek yemek. Ara öğünleriniz tam tahıllı kraker, süt, yarım porsiyon salata ile hindili sandviç veya tam tahıllı, meyveli kahvaltılık gevrek olabilir.

Daha çok enerji istiyorsanız egzersize hayatınızda yer açın

Diyetin yanı sıra, düzenli egzersiz enerjinizi artırmak için tercih edebileceğiniz iyi bir yoldur. Araştırmalar düzenli egzersizin gün boyu daha fazla enerji verdiğini ve ruhsal dengenizi koruduğunu göstermektedir.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Gebelikte yanlış beslenme bebeğe zarar veriyor

Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, “Gebelik kadın için doğal fizyolojik bir olaydır. Gebelikte kadının normal fizyolojisinin üzerine fetal (anne karnındaki bebek) büyümenin de eklendiği değişiklikleri kapsar. Bu nedenle toplumumuzda iki canlıyı doyuracak kadar yemesi gerektiği fikri ağır basmaktadır. Ancak güncel bilgilerimiz hamile annenin fazla beslenmesi kadar yetersiz beslenmesinin de anne ve bebek sağlığına zarar verdiğidir” dedi.

Demir eksikliğine dikkat!

Bitkisel besinlerle veya tek yönlü beslenen kadınlarda demir eksikliği anemisinin sıklıkla görülen bulgu olduğunu anlatan Selçuk, “Demir eksikliği olan annelerin düşük doğum ağırlıklı bebek, düşük olduğu ve doğan bebekte de anemi görüldüğü bildirilmiştir. Demirden zengin besinler karaciğer, kırmızı et, tavuk eti, balık özellikle sardalya, yumurta, kuru baklagillerdir. Gebelik döneminde birçok nedene bağlı olarak kalsiyum ve fosfor gereksinimi artmaktadır. Kalsiyumun doğal kaynaklardan sağlanması anne ve bebek için tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Süt, yoğurt, peynir, çökelek, pekmez, fındık, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler kalsiyumun en iyi kaynaklarıdır" diye konuştu.

Çinko eksikliği bebeğin gelişimini yavaşlatıyor

Çinkonun büyüme-gelişme, protein yapısındaki enzimlerin üreme işlevi için gerekli en önemli minerallerden biri olduğunu ifade eden Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, “Diyetteki çinko eksikliği ile anne karnında büyüme geriliği, ölü doğumlar, doğumsal anomaliler görülmektedir. Çinko; et, deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri, yumurta, fındık, badem, ceviz gibi kuru yemişlerde bulunmaktadır. A vitamini eksikliğinde prematüre doğum, düşük doğum ağırlıklı bebekler, bebeğin başının gelişmemesi (mikrosefali), görme kusurları oluşmaktadır. Havuç, balık, süt, karaciğer, yumurta sarısı, domates, kivi, yeşil yapraklı sebzelerde yoğun miktarda bulunmaktadır. Gebelikte bu vitaminin demir, kalsiyum, folik asit, tiamin, riboflavin, pantotenik asit, A-E vitaminini vücutta kullanılmasının etkin rolü bulunmaktadır. Kuşburnu, yeşil-kırmızı biber, turunçgiller, domates, patateste bol miktarda bulunur. Vücutta depo edilmez, idrarla dışarı atılır” dedi.

(İHA)



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Sağlıklı gözler için neler yapılmalı?

En hassas organlardan biri olan gözlerimiz, birçok kişi tarafından ihmal edilen sağlık sorunları arasında yer alıyor. Ancak uzmanlar, bazı göz hastalıklarının tedavi edilmediği zaman, gözde geri dönüşü olmayan sorunlara neden olduğunu hatta körlüğe kadar giden sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Peki göz sağlını korumak için neler yapılmalı?

Rutin kontrollerinize gidin

Duyu organlarımız arasında en önemlilerinde biri olan gözümüzün sağlına dikkat etmek durumundayız. Uzmanlar özellikle ailesinde göz hastalıkları olanların rutin göz muayenelerini imal etmemeleri konusunda uyarıyor. Eğer gözünüzde her hangi bir sorun hissediyorsanız, hiç ihmal etmeden hemen bir göz hekime görünmeniz gerekiyor. Özelikle 40-45 yaşlarında göz kontrollerinizi mutlaka yaptırmanız şart. Çünkü bu yaşlarda sinsi hastalıklar gizlice ilerliyor ve ancak rutin kontrollerde erken yakalanma ihtimali oluyor.  

Yaşlı hastalığı katarak

Geçmişte yaşlı hastalığı olarak bilinen katarakt, artık orta yaşlılarda da görülebiliyor. Katarkt ne kadar erken dönemde tespit edilirse, tedavisi de bir o kadar kolay oluyor. Katarakt ameliyatları sayesinde birçok kişi kör olmaktan kurtuluyor. Fakat katarktı erken safhada yakalayabilmek ise rutin kontroller sayesinde oluyor.

Sinsice ilerliyor, kör ediyor

Halk arasında göz tansiyonu olarak bilinen ve göz hastalıkları arasında en sinsi rahatsızlık olarak nitelendirilen Glokom’da da erken tanı çok önemli bir yer teşkil diyor. Hastalar belirgin görme kaybı yaşamaya başladığı zaman hastalığı fark edebiliyor. Glokom’a bağlı görme kaybını engellemenin tek yolu ise erken tanı. Bu nedenle düzenli aralıklarla göz muayenelerinin ve gereğinde görme alanı gibi ileri tetkiklerin yapılması önemli. Glokom riskini arttıran faktörlerin başında da ilerleyen yaş geliyor.

Çocuklarda da Glokom görülebiliyor

Her ne kadar ileri yaş göz hastalıklarından biri olsa da Glokom, çocuklarda da görülebiliyor. Uzmanlar, çocukların göz tansiyonlarının normal olduğu sürece 2 yılda bir göz muayesini yaptırılmasının faydalı olacağını belirtiyor.

Göz sağlığını korumak içinse neler yapılmalı?

Uzmanlar, alınacak basit tedbirler ile göz sağlığının korunabileceğini belirtiyor. Peki görmemizi sağlayan organımızı nasıl koruyacağız? İşte size basit ipuçları…

-Televisyon ve bilgisayar ekranların gözlerin en büyük düşmanlarından. Bu nedenle uzun süre televizyon izlenmemeli, bilgisayar ekranlarına da kısa süre ara vererek bakmaya özen göstermelisiniz.

-Ekranlara yakın mesafeden bakmakta gözlerinize ciddi zararlar verebilir. Bu nedenle evinizdeki televizyonun uzaklığının iyi ayarlamanız gerekiyor.

-Göz hastalıklarını erken evrede yakalayabilmek için rutin kontrolleri ihmal etmemelisiniz.

-Başkalarının numaralı gözlüklerinin takılması sağlıklı gözlerinize zarar verebilir.

-Bulaşıcı göz hastalıklarından korunmak için kişisel bakım ürünleri başkalarıyla paylaşılmamalı, havlu, mendil gibi ürünler ortak kullanılmamalı.

-Havuza ve denize girerken de suların göz enfeksiyonlarına yakalanmamak için suların hijyenine dikkat etmek gerekiyor.

-Kitap okuma mesafenizi de iyi ayarlamanız gerekiyor. Kitabı çok yakın tutmak gözlerinizi yorabiliyor. 

TRTHABER COM



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Mantarlı Kaşarlı Dilim Börek Tarifi

Mantarlı Kaşarlı Dilim Börek Tarifi İçin Malzemeler

3 adet hazır yufka.

İçi İçin:

1 paket mantar,1 adet orta boy soğan,1 çay kaşığı silme pul biber,1 tatlı kaşığı silme tuz,1 su bardağı kaşar peyniri rendesi,2 yemek kaşığı sıvı yağı.

Sosu İçin:

Yarım çay bardağı soda veya maden suyu,
Yarım çay bardağı sıvı yağı.

Üzeri İçin:

Yumurta sarısı,Susam.

Mantarlı Kaşarlı Dilim Börek Yapılışı

İçi için; mantarları küçük küçük doğrayalım ve tuzlu su da 10-15 dakika bekletip suyunu süzelim.

Soğanı ince ince doğrayıp sıvı yağda kavuralım.

Üzerine mantarları ilave edip suyunu salıp çekene kadar pişirelim.

Sonra pul biberi ve tuzu ilave edip karıştıralım ve ocaktan alalım.

Sosu için; bir kaba maden suyunu ve sıvı yağı koyup karıştıralım.

1 adet yufkayı düz zemine serelim.

Yufkanın her yerine sostan sürelim.

Üst kısmını biraz içe doğru katlayalım.

Yufkanın üzerine resimdeki gibi uzunlamasına mantarlı harçtan koyalım.

Mantarlı harcın üzerine kaşar peyniri rendesi koyalım.

Yufkanın iki kenarını resimdeki gibi içe katlayalım.

Daha sonra rulo şeklinde çok fazla sıkı olmayacak şekilde saralım.

Hazırladığımız ruloları istediğimiz genişlikte dilimleyelim ve yağlı kağıt serili tepsiye dizelim.

Üzerlerine yumurta sarısı sürüp susam serpelim.

Önceden ısıtılmış 180° fırında üzerleri kızarana kadar pişirelim.

Mantarlı Rulo Böreğimizi sıcak sıcak servis yapın.

Böreğimiz yumuşacık ve çok lezzetli oldu.

Bu harika Mantarlı Kaşarlı Dilim Börek Tarifi İçin Duygu Temel Gördal’a teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Kalp hastalarına 'soğuk' uyarısı

Kalp hastalarının soğuk havalarda risk altında bulundukları, soğuk havanın kalbi besleyen damarları daraltarak kalp krizine sebebiyet verebileceği bildirildi.   Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Rıza Erbay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp hastalarının soğuk havada mecbur kalmadıkça ve korunmadan dışarı çıkmamaları gerektiğini belirtti.   Kalp rahatsızlığı olanların soğuk havalarda önlem almamaları durumunda kalp krizi riski altında bulunduğuna işaret eden Erbay, şunları söyledi:   "Soğuk hava, kalp krizini tetikleyebilir. Kalbi besleyen damarlar vardır. Soğuk hava, bu damarlarda büzüşmeye sebep olur. Kalbi besleyen koroner arterlerde büzüşme meydana geldiğinde kalp krizi meydana gelebilir. Kalbinizi besleyen damarlarda hasar ve darlık varsa bu darlığı soğuk aktive eder ve daha fazla hale getirir. Dolayısıyla kalbi besleyen damarlar, kalbi besleyemez hale gelir ve kalp krizine sebep olabilir."   Soğuk havalarda kalp hastalarının şikayetlerinde ciddi artış olduğunu vurgulayan Erbay, özellikle kalp damarı tıkalı olan, daha önce kalp hastalığı bilinen hastalar için soğuk havanın olumsuz etkisi olduğunu ifade etti.   "Soğuklarda fazla dışarı çıkmasınlar"   Erbay, kış aylarında özellikle kalp rahatsızlığı olan kişilerin kendilerini koruması ve sıkı giyinmesi gerektiğine dikkati çekerek "Mecbur kalmadıkça soğuk havalarda dışarı çıkmamaya özen göstermelidirler. Özellikle göğüslerini soğuktan koruyacak önlemler almalıdırlar" diye konuştu.   Soğuğun akciğerde de olumsuz etkileri olabileceğini dile getiren Erbay, "Soğuk insanın vücut direncini kırar, akciğerlerde birtakım enfeksiyonlar meydana gelebilir. Bu da hastalarımızda kalp yetmezliğiyle sonuçlanabilir" dedi.   (AA)  

Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Tarçın hem ısıtıyor, hem zayıflatıyor

(DHA)-Telli, tarçının metabolizmayı hızlandırarak, yağ yakmayı sağladığını ve kilo artışını da engellediğini söyledi.

Kış aylarında soğuk havalardan şikayetçi olan vatandaşlara tarçın tüketmelerini öneren Beslenme ve Diyet Uzmanı Buse Telli, kolesterolü dengelediğini, bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, hastalıklara karşı koruduğunu vurguladı. Telli, "Tarçının birçok faydası var. Özellikle şeker düşürücü özelliği var. Demlediğimiz çayların içerisine çubuk tarçını atarsak hem antioksidan özelliğinden yararlanırız, hem de şekerimizi yükseltmemiş oluruz. Aynı zamanda çubuk tarçını normal sularımızın içerisine atarak da kullanabiliriz. Tarçın nezle, soğuk algınlığı ve grip hastalıklarında da kullanabiliriz. Toz halinde sütlerimize katabiliriz. Salebin üzerinde de kullanabiliriz. Tarçın daha çok sıcak içeceklere yakışır" dedi.

Tarçının metabolizmayı hızlandırarak, yağ yakışına yardımcı olduğunu belirten diyetisyen Buse Telli, "Kışın vücut ısımız artınca doğal olarak enerji ihtiyacımız da artar. Bununla birlikte fiziksel aktivitemizin azalması kilo artışına yol açar. Tarçının yağ yakımında önemli bir etkisi vardır. Fiziksel aktivitemiz olmadığında metabolizmamızı hızlandırarak tarçın sayesinde zayıflayabiliriz. Toz tarçın tadında yoğunluğa yol açtığı için, bu tattan hoşlanmayanlar çubuk tarçını kullanabilirler" diye konuştu.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Masabaşı çalışanları bekleyen büyük tehlike

Günümüzde iş hayatında bilgisayar kullanımının artmasıyla kötü ofis ergonomisine bağlı olarak masabaşı çalışanlar sağlık problemleriyle karşı karşıya kalabiliyor. Özellikle saatler boyunca masabaşında çalışanlarda hareketsizliğe bağlı boyun, sırt ve bel ağrıları ortaya çıktığını belirten maniplasyon uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, zamanla oluşan bu ağrıların gittikçe müzminleşip kişinin tahammül edemeyeceği boyutlara varabildiğini kaydetti. Sabit bir şekilde bilgisayar karşısında oturup çalışanlarda bel ve boyun kaslarının zamanla tembelleştiğini vurgulayan Şahabettinoğlu,

“Bu da fıtığa sebebiyet veriyor. Bu durumun uzun süre devam etmesi omurgada ciddi rahatsızlara yol açabiliyor. Masabaşı işi olanların gün boyu sabit bir şekilde oturmamaları, her yarım saatte bir ayağa kalkarak ofiste gezmeleri gerekiyor” dedi.

Sürekli aynı pozisyonda bilgisayara bakarak çalışanların boyun egzersizleri yaparak oluşabilecek rahatsızlıklardan kendilerini koruyabileceğini kaydeden Şahabettinoğlu, şöyle devam etti:
“Bu sürekli oturmalar, hareketsizlik sonucunda omurga çevresi kaslarda zayıflamaya ve sonuçta boyunda düzleşme, boyun ve bel fıtıklarına zemin hazırlıyor. Gün içinde hareketsizlikten ve sürekli aynı pozisyonda oturmaktan kaynaklanan ağrılarınız belden bacağa yayılıyorsa bel fıtığı, boyundan kola ve ele yayılan ağrınız mevcutsa boyun fıtığı olabileceğiniz ihtimalini beraberinde getiriyor.”

Ali Şahabettinoğlu, bu tür rahatsızlıklarda hemen bir fizik tedavi uzmanına başvurulmasını önerdi. Bursa’daki merkezinde maniplasyon (elle tedavi) yöntemi uygulayan Şahabettinoğlu, bu yöntemin çok az sayıda doktor tarafından uygulandığına dikkat çekti. Maniplasyon tedavisinin hafif vakalarda 2-3, orta vakalarda 4-6 ve ileri vakalarda 7-9 seans uygulandığını anlatan Şahabettinoğlu, “Bu tedavi hastalıklı bölgeye birtakım bastırma, germe ve döndürme gibi manevralarla uygulanır. Bu tedavi yöntemi masajla ilgili değildir. Ameliyatın sadece bel fıtığında ayaklarda ilerleyen kas gücü kaybı, idrar-büyük abdest kaçırma şikayeti olan ya da ameliyatsız tedaviyle cevap veremeyen hastalarda, boyun fıtığında ise ellerde kollarda ilerleyen kas gücü kaybı olanlarda uygulanır” dedi.

Şahabettinoğlu, maniplasyon tedavisinin bel ve boyun fıtıklarında hastaların yüzde 98’inde başarı oranına sahip olduğunu da sözlerine ekledi. 

(İHA)



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

29 Aralık 2015 Salı

Mandalinali Kek

Mandalinali Kek Tarifi İçin Malzemeler

3 adet yumurta,1 su bardağı şeker,1 su bardağı sıvı yağı,1 su bardağı taze sıkılmış mandalina suyu,2 paket vanilya şekeri (10 gr),1 paket kabartma tozu (10 gr),3 su bardağı un,Yarım limonun suyu.

Mandalinali Kek Yapılışı

Bir kaba yumurtaları ve şekeri koyup köpürene kadar çırpalım.

Üzerine mandalina suyunu, sıvı yağı, limon suyunu ve vanilya şekerini ilave edip çırpalım.

Sonra kabartma tozunu ve unu ilave edip karıştıralım.

Yağlanmış kalıba hamuru döküp eşit şekilde yayalım.

Önceden ısıtılmış 180° fırında 30 dakika pişirelim. (kürdan ile kontrol edin)

Kek soğuduktan sonra kalıptan çıkaralım.

Yumuşacık Mandalinalı kekimiz servise hazır.

Bu harika Mandalinalı Kek Tarifi için Hacer Özer Özkan Hanım’a teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Süt Reçeli Nasıl Yapılır

Süt Reçeli Tarifi İçin Malzemeler

1 litre yağlı süt,1 su bardağı toz şeker,1 silme çay kaşığı kabartma tozu ya da karbonat.

Süt Reçeli Yapılışı

Geniş bir tencereye sütü koyalım. Sütün içine kabartma tozunu koyunca çok kabardığı için geniş bir tencere kullanıyoruz.

Sütün içine şekeri ilave edip orta ateşte ara ara karıştırarak kaynatalım.

Kaynadıktan sonra içine kabartma tozunu ilave edip karıştıralım.

Bu aşamada dikkatli olalım süt kabarıyor çünkü.

Sonra kısık ateşte ara ara karıştırarak cıvık muhallebi kıvamına gelene kadar yaklaşık 1 saat pişirelim.

Benim süt reçelim 1 saat 15 dakika da kıvam buldu.

Süt reçelimiz oda sıcaklığında soğuduktan sonra cam bir kaba aktaralım.

Ağzını sıkıca kapatıp buzdolabında saklayalım.

Süt reçelimiz soğudukça koyulaştığı için çok koyu kıvamlı pişirmemeye dikkat edelim.

1 litre sütten 282 ml süt reçeli elde ettim. Dolu dolu 1 su bardağına denk geldi.

Bu harika Süt Reçeli Tarifi için Duygu Temel Gördal’a teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Müzik kalbin de gıdası

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, Mynet.com okurları için müziğin kalbe faydaları anlattı, önemli mesajlar verdi…

Pek çoğumuz için vazgeçilmez olan müzik, yüzyıllar öncesinde bir tedavi şekli olarak da sağlıkta kendine yer edinmiş durumda. Yapılan bilimsel çalışmalar müzik dinlemenin sağlığa olumlu etkilerini ortaya koyuyor.

O olumlu etkilerden biri de kalp sağlığı üzerinde. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, günde ortalama 30 dakika dinlendirici tarzda müzik dinlemenin vücudu sakinleştirdiğini, tansiyon ve nabzı düşürerek kalp sağlığını olumlu yönde etkilediğini belirtirken “Müzik dinlemenin özellikle yüksek tansiyonu olanlarda hem büyük hem de küçük tansiyonu azalttığı gösterilmiş. Kan basıncı üzerindeki bu etkinin vücuttaki kaygının azalması ve tetikleyici sistemlerin baskılanması yoluyla olduğu düşünülüyor. Ayrıca çalışmalar, müzik dinlemenin kalp hızını düşürdüğünü, kalp hastalığı gelişiminin ön gördürücü bulgularından olan kalp hızı değişkenliğinde düzelme yaptığını ortaya koyuyor” diyor. Bu olumlu etkilerin özellikle kalp krizi geçiren kişilerde daha belirgin olarak saptandığını kaydeden Doç. Dr. Ahmet Karabulut, düzenli müzik dinlemenin kalp krizi geçiren kişilerin iyileşme sürecini hızlandırıp yeni kalp krizi geçirme riskini de azalttığını söylüyor.

Kalp dostu müzikler

Ancak bu olumlu etkiler şüphesiz her müzik türü için geçerli değil. Doç. Dr. Ahmet Karabulut, batı ülkelerinde yapılan araştırmalarda dinlendirici klasik müziklerin ritim ve sesin ön planda olduğu metal ya da tekno müziklerden daha faydalı olduğunun gösterildiğini belirterek “Öyle ki ünlü besteci Bach’ın eserleri kalp dostu olarak nitelendirilmeye başlanmış. Ülkemizde ise ney dinletilerinin kalp sağlığı üzerinde olumlu etki bıraktığı dile getirilmiştir. Ancak müzik seçimi konusunda kişisel tercihler önem arz etmektedir. Kişinin tercih ettiği müzik türünü dinlemesi kalp sağlığını daha olumlu olarak etkileyecektir. Yine de vücudu hareketlendirecek ya da kaygıyı arttıracak türdeki müziklerden uzak kalınması kalp sağlığı açısından mantıklı görünmektedir” diyor.

Günde yaklaşık 30 dakika müzik

Peki müziğin kalp sağlığına olumlu etkilerinden faydalanmak için günde ne kadar süre müzik dinlemek gerekiyor? Doç. Dr. Ahmet Karabulut, yapılan bilimsel çalışmalarda beş dakika ile bir saat arasında süreler kullanıldığını belirterek “Ancak kısa süreli müzik dinlemenin kalp üzerindeki olumlu etkileri net gösteremediği gözlenmiştir. Bu nedenle ortalama günlük 30 dakika müzik dinlemek kalp sağlığına olumlu etki göstermeye yetecektir” diyor. Hastanedeki hastalar için özellikle operasyon öncesi ve operasyon sonrası erken dönemde ya da serumla ilaç alınması sırasında müzik dinletisi önerildiğini kaydeden Doç. Dr. Ahmet Karabulut, vücuttaki stres düzeyinin artabildiği toplu taşıma ile yolculuklarda, yemek ve spor esnasında ve sonrasında da müziğin fayda sağladığını söylüyor. Ağır spor yapan kişilerde istirahat sırasında müzik dinlemenin kalp hızında daha çabuk bir düşme yaptığının gözlendiğini vurgulayan Doç. Dr. Ahmet Karabulut “Müzik dinlemenin sağlığa etkisi konusunda çok sayıda bilimsel çalışma yapılmış. Bu çalışmalardan çıkan ana sonuç, müzik dinlemenin insanda kaygıyı azalttığı, ağrı eşiğini yükselttiği ve kalbe birçok fayda sağladığı yönünde. Ameliyat sonrasında düzenli müzik dinleyen hastalarda da ağrı kesici ihtiyacının azaldığı gösterilmiştir” diyor.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

28 Aralık 2015 Pazartesi

Pastane Pidesi Tarifi

Pastane Pidesi Tarifi İçin Malzemeler

Yarım çay bardağı sıvı yağı,1 tatlı kaşığı oda sıcaklığında tereyağı,1 su bardağı ılık süt (200 mg’lık bardakla),Yarım su bardağı ılık su,1 adet yumurta (sarısı üzerine akı içine),1 paket kuru maya (10 gr),1 tatlı kaşığı tuz,1 tatlı kaşığı şeker,3,5 su bardağı kadar un.

Üzeri İçin:

Yumurta sarısı,Toz şeker,Çörek otu,Susam.

Pastane Pidesi Yapılışı

Bir kaba mayayı, şekeri ve ılık suyu koyup karıştıralım.

Mayanın kabarması için 5-10 dakika bekleyelim.

Kabaran mayanın içine tereyağını, sıvı yağı, ılık sütü, yumurta akını ve tuzu ilave edip iyice karıştıralım.

Üzerine azar azar unu ilave edip ele yapışmayan yumuşak kıvamlı bir hamur yoğuralım.

Hamurun üzerini kapatıp bir örtü ile saralım ve ılık bir ortamda 1 saat kadar mayalandıralım.

Mayalanan hamuru 4 eşit parçaya bölelim.

Tepsiye yağlı kağıt serelim ve yağlı kağıdın üzerine hafif un serpelim.

Hamurları elimizle şekillendirerek pide şekli verelim.

Hazırladığımız pideleri tepsiye yerleştirelim.

Bir kaseye yumurta sarısını alalım.

Üzerine çok az toz şeker ilave edip iyice çırrpalım.

Hazırladığımız yumurta sarısını fırça ile pidelerin üzerine sürelim.

Daha sonra pidelerin üzerine susam ve çörek otu serpelim.

Önceden ısıtılmış 180° fırında üzerleri kızarana kadar pişirelim.

Bu harika Pastane Pidesi Tarifi‘ni bizimle paylaşan Meryemin Mutfağı’na teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Domates ve Peynirli Hamur Kızartması Tarifi

Domates ve Peynirli Hamur Kızartması Tarifi İçin Malzemeler

1 çay bardağı yoğurt,1 su bardağı su,1 su bardağı süt,1 adet yumurta,2 çorba kaşığı yumuşamış tereyağı,Yarım çay bardağı zeytinyağı,1 çorba kaşığı kuru maya,1 tatlı kaşığı karbonat,1 çorba kaşığı toz şeker,1 çay bardağı tam buğday unu,Aldığı kadar un,Tuz.

İçi İçin:

Domates,Beyaz peynir.

Kızartmak İçin:

Sıvı yağı.

Domates ve Peynirli Hamur Kızartması Yapılışı

Bir kaba mayayı, şekeri ve ılık sütü ilave edip karıştıralım.

Kabaran mayanın içine ılık suyu, yoğurdu, yumurtayı, tereyağını, zeytin yağını, karbonatı, tuzu ve tam buğday ununu ilave edip karıştıralım.

Üzerine azar azar unu ilave edip ele yapışmayan yumuşak kıvamlı bir hamur yoğuralım.

Hamurun üzerini kapatıp ılık ortamda 15-20 dakika dinlendirelim.

İçi için; domatesleri yuvarlak şekilde dilimleyelim.

Dinlenen hamurdan portakal büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayalım.

Tezgaha un serpip hamuru yuvarlak şekilde resimdeki gibi açalım.

Hamurun üzerine aralıklı olarak domates dilimleri yerleştirelim.

Domates dilimlerinin üzerine beyaz peynir koyalım.

Aynı boyutlarda başka bir hamuru açıp üzerine kapatalım.

Bir çay bardağı ile hamuru resimdeki gibi keselim.

Sıvı yağı kızdırıp hazırladığımız hamurları arkalı önlü pişirelim.

Hiç yağ çekmeyen Domates ve Peynirli Hamur Kızartmamızı sıcak sıcak servis yapın.

Bu nefis Domates ve Peynirli Hamur Kızartması Tarifi için Gül-i Nisan Mutfağına çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Yeni yılda, 21. yüzyıl bebeklerine “Erken Bebek Uyarımı” keyfini hediye edin

Görsel uyarım yaklaşımıyla beyin gelişimini tetikleyen, flash kartlarla zenginleşen “Erken Bebek Uyarımı” programı, bebeklerimizi geleceğe hazırlıyor. Nuh’un Gemisi Çocuk Terapi ve Aile Danışmanlığı Merkezi’nden Çocuk Gelişimi - Eğitimi Uzmanı ve Psikolojik Danışman Rehber Ayşim İncesulu, beş duyuyu hedef alan “Erken Bebek Uyarımı”nın bebeklerin potansiyelini ve sosyal becerilerini artırdığını, onların daha özgüvenli ve keyifli olmasını sağladığını belirtiyor.

En son araştırmalar diyor ki; bebeklerin sağ beyin lobu 0-36 aya kadar en aktif, en hızla gelişen ve gördüğü her şeyi yıldırım hızıyla görsel olarak kaydeden beyin bölgesidir. “Erken Bebek Uyarımı” programı da sağ beyin lobunu çeşitli uyaranlarla tetiklemektedir.

Nuh’un Gemisi Çocuk Terapi ve Aile Danışmanlığı Merkezi’nden Çocuk Gelişimi - Eğitimi Uzmanı ve Psikolojik Danışman Rehber Ayşim İncesulu, işte bu nedenle bebeklik döneminde “Erken Bebek Uyarımı”nın çok önemli olduğunu belirtiyor ve 21. yüzyıl bebeklerinin bu program yoluyla çok daha donanımlı, sosyal, özgüvenli ve keyifli olacaklarının altını çiziyor.

Erken çocukluk döneminde, beynin yetişkinlikte nasıl çalışacağı belirleniyor.

Ayşim İncesulu, bebek gelişimiyle ilgili şu bilgileri veriyor:

Bebekler doğduklarında beyinlerindeki sinir hücreleri arasında bağlantı yapmaya hazır, kullanabileceklerinden kat kat fazla sinaptik bağlantı vardır. 30-36. aylara kadar bebekler, anladığımız şekilde analitik bir düşünce yapısı ile parçadan tüme giden sebep - sonuç ilişkisi kurarak öğrenemez, çünkü bunun için gerekli olan ön serebral korteks henüz gelişmemiştir. Buna karşın görsel ağırlıklı sağ beyin lobu inanılmaz aktiftir ve her gördüğünü bir başka duyu ve/veya duyuları ile ilişkilendirerek bir resim halinde bilinçaltımızın bulunduğu sağ beyin lobuna kaydeder.
Doğumdan itibaren 0-48 ay sürecinde; algı açıklığı, çabuk ve kolay öğrenme gibi beyin işlevleri doğru yapılandırılmış görsel uyarıcılarla belli bir biçimde kurgulandığında, var olan potansiyel en üst düzeyde işlemektedir. Bu dönemde bebeğin genetik potansiyeli doğrultusunda beynin yetişkinlikte nasıl çalışacağının altyapısı kurulmaktadır.
Görsel ve blok halinde kayıt yapabilen sağ beyin lobuna bu süreçte sunulan uyaranların (eğitici materyallerin) tutarlı ve tekrar eden uyaranlar olması önem taşımakta, tekrar etmek bu bağlantıları güçlendirmekte ve kalıcı hale getirmektedir.

Diğer bir özellik ise yeni doğan bebeğin nitelikli görsel uyarımı için yuksek kontrastlı renklerin kullanılmasının gerekliliğidir. Yeni doğan bebeğin gözlerindeki retina yapısı henüz kırmızı, mavi, pembe, sarı ve yeşil renk değerlerini algılayacak olgunluğa erişmediğinden siyah ve beyaz en kolay uyaran ve ilgi çeken kontrast renkler olarak ön plana çıkmaktadır. Bu nedenle yeni aktivitelerdeki görsel materyaller bu bilgiler doğrultusunda hazırlanmaktadır. Bebek büyüdükçe siyah ve beyaz renklerden kırmızı ve diğer renklere geçilmektedir.

Böylece “Erken Bebek Uyarımı”, çeşitli aktivitelerle bebeklerimizin dikkat süresini ve görsel belleğini geliştirir, merakını tetikler ve sinir sistemini uyarır. Duyularını (görme, işitme, dokunma) kullanarak gelişim basamaklarına daha hızlı ulaşmasını sağlar ve motor becerilerini hızlandırır... Sonuç olarak bebeklerimizin potansiyelini artırır.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Kalıtımsal Tehlike: Wilson Hastalığı

İlk neden akraba evliliği

Wilson hastalığı karaciğer, beyin, böbrek, göz, kemik iliği ve diğer hayati organlarda aşırı miktarda bakır birikmesi sonucu gelişen genetik geçişli metabolik bir rahatsızlıktır. Genellikle de akraba evliliğinin çok olduğu ülkelerde yaygın olarak görülmektedir. Wilson hastalığı erken teşhis edilip tedavi edilmezse karaciğer yetmezliğine (siroz), beyin hücrelerinde bozulmalara ve hatta ölümlere bile sebep olabilir.
Vücuttaki bakır seviyesi çoksa…

Bakır, tüketilen birçok gıda da bulunan bir eser metalidir. Sinir sistemi, kemik yapısı, kollajen ve deri pigmenti melanin gelişiminde önemli bir yeri vardır. Vücudun sağlıklı kalabilmesi için çok az seviyede bakıra ihtiyacı vardır. İhtiyaçtan fazlasını ise vücut safra yoluyla atar. Ancak wilson hastalarında biriken bakır vücuttan atılamaz ve karaciğer, beyin, böbrek, kornea gibi organlarda birikmeye başlar.

Başka hastalıklarla karıştırılıyor

Wilson hastası olan kişilerde görülen birçok semptom başka hastalıklarla da karıştırılabilir. Tabi hastalığın seyrinde gözlemlenen belirtiler vücudun hangi bölgesinin wilson hastalığından daha çok etkilendiğine göre değişkenlik gösterebilir. Wilson hastalığı genellikle 6 ile 20 yaş arasında görülse de en sık 40 yaş öncesinde kendini belli eder. Hastaların çoğunluğu karaciğer kaynaklı şikâyetlerle hekime başvurur. Daha ileri yaşlarda nörolojik semptomlarda artışlar gözlemlenir.
Belirtiler hem fizyolojik hem psikolojik olabilir

Hastalığın en belirgin bulguları; ten renginde sararma, gözün kornea tabakasında kahverengimsi bir halka, kusma, karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı, salyada artış, yutkunma güçlüğü ve iştahsızlıktır. Bunların haricinde eklem ağrıları, kollarda titreme, bacaklarda şişme, kasılma, yürümede güçlük, deride döküntü ve titreme de görülebilir. Wilson hastalarında ayrıca davranış bozuklukları, performansta düşme, konsantrasyon ve konuşma bozuklukları gibi psikolojik semptomlar da gözlemlenebilir. Daha ileri seviyelerde ise tüm zihinsel işlevler durabilir. Bazı vakalarda anemi (kansızlık) de görülmüştür.

Hamilelikte teşhis edilebiliyor

Wilson hastalığı nadir görüldüğünden rahatsızlığa ait belirtiler ile teşhisi belirlemek oldukça önemlidir. Eğer hastada nedeni açıklanamayan karaciğer fonksiyon bozukluğu ya da nörolojik ve psikolojik sorunlar gözlemleniyorsa wilson hastalığından şüphelenilebilir. Hastanın var olan bir metabolik sorunu yoksa hastalığın teşhisi için bazı özel testler gerekebilir. Hamilelerde ise amniyosentez yoluyla doğumdan önce hastalık erken teşhis edilebilir. Bunların haricinde kan ve idrar tahlilleri, göz muayenesi, karaciğer biyopsisi, radyolojik yöntemler ve genetik analizi ile hastalığın tanısı konulabilir.
Erken tedavi hayat kurtarır

Wilson hastalığı erken fark edilip teşhisi konduğunda tedavi edilebilir. Bu sayede karaciğerde ve beyinde meydana gelebilecek problemlerin de önüne geçilebilir. Tedavideki ilk amaç hastanın vücudunda biriken fazla bakırı ve toksisitesi (zehirlilik) azaltmaktır. Sonrasında ise bakırın vücutta tekrar birikimi engellenir. Hastanın vücudundaki fazla bakırı atmak için bazı iğneler ve ilaçlar kullanılır.

Özel bir diyet uygulanmalı

Wilson hastalarının özel bir diyet uygulaması şarttır. Özellikle bakır içeren besinlerden uzak durmaları gerekir. Her türlü sakatat ve deniz ürünleri, mantar, bezelye, mercimek, patates, soya fasulyesi gibi yiyecekler beslenme düzeninden çıkarılmalıdır. Ayrıca çekirdek, fındık, yer fıstığı ve çikolata gibi bakır açısından zengin besinlerin tüketimi de kısıtlanmalıdır. Mineralli içecekler ve bira gibi mayalı içecekler de kesinlikle tüketilmemelidir. Eğer içilen suda 0,1 ppm’den fazla bakır mevcut ise bu suyun içilmesi risk oluşturabilir. Bu nedenle tüketilen suyun bakır değeri mutlaka öğrenilmelidir.
Ailedeki diğer bireyler de taranmalı

Tüm bu tedaviler ve önlemler aksatılırsa bakır vücutta tekrar birikir ve vakalar ölümle sonuçlanabilir. Wilson tanısı koyulan bir hastanın tedavisi ömür boyu sürer. Bu hastalığa sahip olan kişilerin kardeşleri ve varsa çocukları da mutlaka kontrolden geçirilmelidir. Tarama sonucu bu kişilerin de vücutlarında bakır birikimi söz konusuysa herhangi bir belirti vermese bile hemen vakit kaybetmeden tedaviye başlanmalıdır.

Central Hospital Dahiliye Uzmanı Uzm. Dr. Salim Bereket



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Nutellalı Cevizli Kıvrım Ekmek Tarifi

Nutellalı Cevizli Kıvrım Ekmek Tarifi İçin Malzemeler

1 su bardağı yoğurt,1 su bardağı sıvı yağı,2 su bardağı ılık su,1 paket instant maya (10 gr),1 yemek kaşığı şeker,Tuz,Aldığı kadar un,1 adet yumurta beyazı.

İçi için:

Nutella ve çekilmiş ceviz.

Üzeri İçin:

Yumurta sarısı.

Nutellalı Cevizli Kıvrım Ekmek Yapılışı

Bir kaba şekeri, mayayı ve ılık suyu koyalım.

Bu şekilde maya kabarana kadar bekleyelim.

Kabaran mayanın içine yoğurdu, sıvı yağı, yumurta beyazını ve tuzu ilave edip karıştıralım.

Üzerine azar azar unu ilave edip yumuşak kıvamlı bir hamur yoğuralım.

Hamurun üzerini bir poşet ile kapatıp örtü ile saralım ve ılık bir ortamda en az 1 saat mayalandıralım.

Hamuru 4 eşit parçaya bölelim.

Hamuru kalıbımızın ebatlarında açalım.

Üzerine nutella sürüp çekilmiş ceviz serpelim.

Sonra rulo şeklinde saralım.

Kalan hamurları da aynı şekilde hazırlayalım.

İki hamuru uzunlamasına çapraz olacak şekilde üst üste koyalım.

Daha sonra birbirine sarıp uçlarını birleştirelim.

Uzun kalıbın altına yağlı kağıt koyup hamuru kalıba yerleştirelim.

Bu şekilde 15-20 dakika daha mayalandıralım.

Kabaran hamurun üzerine yumurta sarısı sürelim.

Önceden ısıtılmış 180° fırında üzeri kızarana kadar pişirelim.

Not: Hamurun tamamı ile ekmek yapmak istemezseniz yarısı ile poğaça yapabilirsiniz.

Bu harika Nutellalı Cevizli Kıvrım Ekmek Tarifi‘ni bizimle paylaşan 100de 100 Marifet‘e çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Beşamel Soslu Karnıbahar

Beşamel Soslu Karnıbahar Tarifi İçin Malzemeler

Küçük boy karnıbahar.

Kıymalı Harcı İçin:

1 adet orta boy soğan,300 gr kıyma,1 adet yeşil biber,1 yemek kaşığı domates salçası,1-2 yemek kaşığı sıvı yağı,Yarım çay bardağı sıcak su.Tuz,Karabiber.

Beşamel Sosu İçin:

1 yemek kaşığı un,1,5 yemek kaşığı tereyağı,2 su bardağı süt,Tuz.

Üzeri İçin:

Kaşar peyniri rendesi.

Beşamel Soslu Karnıbahar Yapılışı

Beşamel sosu için; tereyağını eritelim.

Üzerine unu ilave edip biraz kavuralım.

Sonra hızlı hızlı karıştırarak sütü ilave edelim.

Son olarak tuzu ilave edip karıştıralım. Beşamel sosumuz biraz akışkan olacak.

İnce ince doğradığımız soğanı sıvı yağda soteleyelim.

Üzerine kıymayı ilave edip kavuralım.

Daha sonra ince ince doğradığımız biberi ilave edip kavurmaya devam edelim.

Salçayı ilave edip kavuralım.

Son olarak sıcak suyu, tuzu ve karabiberi ilave edip kavuralım.

Karnıbaharı çiçeklerine ayırıp hafif haşlayalım.

Haşladığımız karnıbaharı küçük kare bir borcama döküp eşit şekilde yayalım.

Karnıbaharın üzerine beşamel sosun yarısını eşit şekilde gezdirerek dökelim.

Beşamel sosun üzerine kıymalı harcı döküp yayalım.

Kıymalı harcın üzerine kalan beşamel sosu döküp eşit şekilde yayalım.

Beşamel sosun üzerine kaşar peyniri rendesi serpelim.

Önceden ısıtılmış 180° fırında üzeri kızarana kadar pişirelim.

Beşamel Soslu Karnıbaharımızı sıcak sıcak servis yapın.

Bu harika Beşamel Soslu Karnıbahar Tarifi‘ni bizimle paylaşan Senem’ce ye çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Çikolatalı Cocostar Kek Tarifi

Çikolatalı Cocostar Kek Tarifi İçin Malzemeler

Keki İçin:

4 adet yumurta (beyazın biri hindistan cevizinin içine),1,5 su bardağı şeker,1 su bardağı sıvı yağı,
1 su bardağından iki parmak eksik çay demi,
1 türk kahvesi fincanı yoğurt,
3-4 çorba kaşığı kakao (kekin rengine göre ayarlanacak),
2 su bardağı elenmiş un,
1 paket kabartma tozu (10 gr),
1 paket vanilya (5 gr).

Cocostar Kısmı İçin:

2 paket hindistan cevizi (100 gr),1 adet yumurta beyazı,
1 su bardağı hindistan cevizi.

Süslemek İçin:

1 çay bardağı damla çikolata,
Şeker hamurundan minik kalpler.

Çikolatalı Cocostar Kek Yapılışı

Cocostar kısmı için; bir kaba yumurta beyazını, şekeri ve hindistan cevizini koyup ele yapışmayacak kıvama gelene kadar yoğuralım. (gerekirse hindistan cevizi ilave edin)

Harçtan küçük parçalar koparıp minik toplar hazırlayalım. Toplam 6 adet minik top elde ettim.

Keki İçin: bir kaba yumurtaları ve şekeri koyup mikser ile iyice çırpalım.

Üzerine sıvı yağı, yoğurdu ve çayı ilave edip spatula ile karıştıralım.

Sonra elediğimiz kakaoyu, kabartma tozunu, vanilyayı ve unu ilave edip karıştıralım.

Yağlanmış kek kalıbına hamurun 3/4 nü yarısından fazlasını döküp eşit şekilde yayalım.

Kek hamurunun üzerine hazırladığımız minik topları eşit aralıklarla yerleştirelim.

Kalan kek hamurunun topların üzerine döküp yayalım.

Önceden ısıtılmış 180° fırında 30 dakika pişirelim. (kürdan ile kontrol edin)

Çikolatalı Cocostar Kekimizin üzerini benmari usulü erittiğimiz çikolata ve şeker hamurundan minik kalplerle süsleyelim.

Bu nefis Çikolatalı Cocostar Kek Tarifi için Gül-i Nisan Mutfağına çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

27 Aralık 2015 Pazar

Çikolatalı Cocostar Kek Tarifi

Çikolatalı Cocostar Kek Tarifi İçin Malzemeler

Keki İçin:

4 adet yumurta (beyazın biri hindistan cevizinin içine),1,5 su bardağı şeker,1 su bardağı sıvı yağı,
1 su bardağından iki parmak eksik çay demi,
1 türk kahvesi fincanı yoğurt,
3-4 çorba kaşığı kakao (kekin rengine göre ayarlanacak),
2 su bardağı elenmiş un,
1 paket kabartma tozu (10 gr),
1 paket vanilya (5 gr).

Cocostar Kısmı İçin:

2 paket hindistan cevizi (100 gr),1 adet yumurta beyazı,
1 su bardağı hindistan cevizi.

Süslemek İçin:

1 çay bardağı damla çikolata,
Şeker hamurundan minik kalpler.

Çikolatalı Cocostar Kek Yapılışı

Cocostar kısmı için; bir kaba yumurta beyazını, şekeri ve hindistan cevizini koyup ele yapışmayacak kıvama gelene kadar yoğuralım. (gerekirse hindistan cevizi ilave edin)

Harçtan küçük parçalar koparıp minik toplar hazırlayalım. Toplam 6 adet minik top elde ettim.

Keki İçin: bir kaba yumurtaları ve şekeri koyup mikser ile iyice çırpalım.

Üzerine sıvı yağı, yoğurdu ve çayı ilave edip spatula ile karıştıralım.

Sonra elediğimiz kakaoyu, kabartma tozunu, vanilyayı ve unu ilave edip karıştıralım.

Yağlanmış kek kalıbına hamurun 3/4 nü yarısından fazlasını döküp eşit şekilde yayalım.

Kek hamurunun üzerine hazırladığımız minik topları eşit aralıklarla yerleştirelim.

Kalan kek hamurunun topların üzerine döküp yayalım.

Önceden ısıtılmış 180° fırında 30 dakika pişirelim. (kürdan ile kontrol edin)

Çikolatalı Cocostar Kekimizin üzerini benmari usulü erittiğimiz çikolata ve şeker hamurundan minik kalplerle süsleyelim.

Bu nefis Çikolatalı Cocostar Kek Tarifi için Gül-i Nisan Mutfağına çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Elmalı Tart

Elmalı Tart Tarifi İçin Malzemeler

Hamuru İçin:

150 gr oda sıcaklığında tereyağı,1 su bardağı pudra şekeri,2 adet yumurta,3- 3,5 su bardağı elenmiş un,1 paket vanilya (5 gr),1 paket kabartma tozu (10 gr).

İçi İçin:

4 adet orta boy elma,5 yemek kaşığı şeker (elmanın tadına göre ayarlamak lazım),1 tatlı kaşığı tarçın,İri kıyım ceviz.

Üzeri İçin:

Pudra şekeri.

Elmalı Tart Yapılışı

İçi için; elmaların kabuklarını soyup rendeleyelim ve tavaya alalım.

Üzerine şekeri ilave edip suyunu çekene kadar soteleyelim.

Sonra üzerine tarçını ve cevizi ilave edip karıştıralım ve soğumaya bırakalım.

Hamuru için; bir kaba tereyağını ve yumurtaları koyup iyice karıştıralım.

Üzerine pudra şekerini, vanilini ve kabartma tozunu ilave edip karıştıralım.

Sonra azar azar unu ilave edip yumuşak kıvamlı bir hamur yoğuralım.

Hamurun 3 ‘te 1 ‘ini ayırıp küçük parçayı streçe sarıp buzdolabına kaldıralım.

Büyük parça hamuru tereyağıyla yağladığımız tart kalıbına yayalım.

Soğuk elmalı harcı hamurun üzerine döküp eşit şekilde yayalım.

Buzdolabındaki hamuru elmanın üzerine rendeleyelim.

Önceden ısıtılmış 180° fırında üzeri kızarana kadar pişirelim.

İlk sıcaklığı çıkan Elmalı Tartımızın üzerine pudra şekeri serpip servis yapalım.

Bu harika Elmalı Tart Tarifi‘ni bizimle paylaşan Senem’ce ye çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolata Tarifi

Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolata Tarifi İçin Malzemeler

100 gr bitter çikolata,100 gr sütlü çikolata,100 gr beyaz çikolata,1 avuç antep fistığı,1 avuç kaju fıstık,1 avuç yaban mersini,10 adet küp doğranmış kuru kayısı.

Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolata Yapılışı

Çikolataları benmari usulü ayrı ayrı eritelim.

Erittiğimiz çikolataları yağlı kağıt serdiğimiz tepsilere ayrı ayrı dökelim.

Sonra spatula ile bir katman halinde yağlı kağıdın üzerine yayalım.

Dilerseniz çikolataları birbirlerinin üzerine gezdirerek hafifçe karıştırıp mermer görüntüsü verebilirsiniz.

Çikolataların üzerine kuru kayısı, fıstık ve yaban mersini serpelim.

Tepsileri buzdolabına kaldırıp çikolatalar donana kadar bekletelim.

Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolatamızı dilimleyip servis yapın.

Not: Antep fıstığının kabuklarını soyarak kullandım.

Fıstıkları 2 dakika kaynar su da bekletip suyunu süzelim.

Fıstıkları bir mutfak havlusu üzerine serip havluyu fıstıkların üzerine kapatalım.

Elimizle ovuşturarak kabukların parçalanmasını sağlayalım. Daha sonra tek tek elimizle ayıklayalım.

Bu nefis Fıstıklı Kuru Meyveli Çikolata Tarifi’ni bizimle paylaşan Mutfağımdan’a teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Hava kirliliği trafik kazalarından 7 kat fazla vuruyor!

Yapılan araştırmalar hava kirliliğinin trafik kazalarından 7 kat daha fazla ölüme yol açtığını, ülkemizde yılda yaklaşık 29 bin kişinin bu nedenle hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor. Hava kirliliğinde azalma yaşanan bölgelerde ise akciğer kanseri başta olmak üzere kalp ve nörolojik nedenli ölüm oranları düşüyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Haluk Çalışır, hava kirliliği nedeniyle dünyada her yıl 7 milyon kişinin hayatını kaybettiğini vurguluyor. Doç. Dr. Haluk Çalışır, hava kirliliğinin yol açtığı zararları anlattı, bu zararlardan korunmak için önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Günde binlerce defa istemsiz olarak yaptığımız hareket, nefes almak. Sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez olan ise sağlıklı nefes. Ancak günümüzde hem iç hem de dış ortamlarda maruz kaldığımız yoğun hava kirliliği sadece nefes alarak bile kanserden kalp hastalıklarına dek birçok sağlık sorunu ile karşı karşıya kalmamıza neden olabiliyor.

Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Haluk Çalışır, hava kirliliği nedeniyle her yıl dünyada 7 milyon kişinin hayatını kaybettiğini belirtirken “Hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ülkemizde trafik kazasında ölenlerin yaklaşık 7 katını buluyor” diyor.

Akciğer kanserine davetiye çıkarıyor

Endüstrileşen dünyada çarpık kentleşme ve sanayileşmenin en başta gelen olumsuz sonuçlarından biri hava kirliliği. Ayrıca trafiğin yoğun olduğu büyük şehirlerde araçların egzozlarından çıkan gazlar da hava kirliliğini artıran nedenler arasında yer alıyor. Dış ortamda yaşanan hava kirliliği nedeniyle her yıl yaklaşık 3,5 milyon kişi hayatını kaybediyor. Hava kirliği denince hem ev içini hem ofisi hem de dışarıdaki ortamı birlikte değerlendirmek gerekiyor. Örneğin; ısınma ya da yemek pişirme amaçlı kullanılan kömür, odun ya da bitkisel atıkların yakılmasıyla ortaya çıkan duman dünyada yılda yaklaşık 4 milyon kişinin iç ortam hava kirliliğine bağlı gelişen hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetmesine neden oluyor. Yine dünya genelinde bu hastaların yüzde 40’ı akciğer kanseri, KOAH ve akut alt solunum yolu enfeksiyonları, yüzde 34’ü inme, yüzde 26’sı iskemik kalp hastalıkları nedeniyle kaybediliyor. Durum ülkemizde de çok da farklı değil. Ülkemizde her yıl yaklaşık 29 bin kişinin hava kirliliği nedeniyle öldüğü tahmin ediliyor. Bu rakam ülkemizde trafik kazalarında ölenlerin yaklaşık 6-7 katı.

Hava temizlendikçe ölüm oranları düşüyor

Hava kirliliğinin neden olduğu hastalıkların başında akciğer sorunları, kardiyovasküler sistem rahatsızlıkları ve nörolojik problemler geliyor. Uzun süreli hava kirliliğine maruz kalanların özellikle de otoyol çevresinde oturanların kalp sorunlarında yüzde 24, bu nedenle ölümlerde ise yüzde 76 artış yaşanıyor. Yapılan araştırmalar hava kirliliğinin kalp ve hayati organ damarlarında plak oluşumunu, damar sertliği gelişimini artırdığını, sperm kalitesini bozduğunu, iç ortam hava kirliliğinin de katarakta neden olduğunu ortaya koyarken, aynı şekilde hava kirliliğinde azalma yaşanan bölgelerde akciğer kanseri başta olmak üzere kalp kaynaklı ve nörolojik nedenli ölüm oranlarının da düştüğünü gösteriyor.

Bu önlemlerle hava kirliliği riskini düşürün!

Doç. Dr. Haluk Çalışır, maske kullanmanın da hava kirliliğinin olumsuz etkilerinden korunmada yeterli olmadığını belirtiyor. Özellikle çevre yollarının yakınında oturanların hava kirliliğinin olumsuz etkilerinde çok daha fazla etkilendiğini belirten Doç. Dr. Çalışır, zararları en aza indirmek için dikkat edilmesi gereken önlemleri sıralıyor;

Trafikte uzun süre geçirmekten kaçınılmalı, alternatif ulaşım yöntemleri tercih edilmeli,

Fosil yakıtların kullanımından kaçınılmalı,

Özellikle dizel araçlar başta olmak üzere egzosgazına maruz kalmaktan kaçınılmalı,

Trafiğin yoğun olduğu ana yolların etrafı yerine, trafikten uzak yerleşim yerleri seçilmeli,

Trafiğin yoğun olduğu saatler yerine, sakin saatlerde seyahat etmeyi tercih etmeli,

Araç bakımları zamanında yapılmalı,

Yürüyüş, koşu ve bisiklete binme gibi faaliyetler trafiğin yoğun olduğu ana yolların çevresinde yapılmamalı



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

'Cep telefonuyla fazla meşguliyet fıtık ediyor'

Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hülya Deveci, yatarak veya boynu eğerek uzun süre cep telefonuyla meşgul olmanın bel ve boyundaki omurlar arasında bulunan disklerin üzerine aşırı yük binmesine, bunun da bel ve boyun fıtığına neden olduğunu söyledi.   Deveci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akıllı telefonların yaygınlaştığı günümüzde özellikle gençlerin uzun süre hareketsiz şekilde cep telefonlarıyla zaman geçirdiklerini söyledi.   Akıllı telefonlardaki sosyal medya uygulamaları ve oyunlarla zaman geçiren kişilerde kas kasılması şikayeti oluşabildiğini belirten Deveci, uzun süre aynı pozisyonda kalmanın bunu tetikleyebildiğini vurguladı.   AA

Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

"Tekerlemelerle çocukların düşünce gücü gelişiyor"

Tekerlemelerin çocuklarda hafızayı ve konuşma kabiliyetini güçlendirdiği bildirildi.   Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi ve Pedagog Doç. Dr. Tuncay Dilci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, teknolojik aletlerle çok fazla vakit geçiren çocuklarda aceleci ve sabırsız tavır geliştiğine dikkati çekti.   Bu durumun çocuğun kitap okuma alışkanlığı ve okuduğunu anlama yeteneğini olumsuz etkilediğine işaret eden Dilci, bu çocukların hemen kitabın veya paragrafın sonuna gelmek istediğini belirtti.   Dilci, çocukların okuma hızını artırmak için birtakım teknikler uygulandığına değinerek, "Bu noktada hızlı okuma teknikleri akla geliyor. Ancak hızlı okuma tekniğiyle okuma gerçekleştiren çocukta, dikkat eksikliği ve hiperaktiviteye doğru bir eğilim başlıyor. Yani çocuk her türlü konuda sabırsızlık gösterebiliyor" diye konuştu.   "Önemli olan hızlı okumak değil okuduğunu anlayabilmek"   Önceden ilkokullarda okuma hızıyla ve dakikada kaç kelime okunduğuyla ilgili yarışma yaptırıldığını anımsatan Dilci, "Bu yarışmalar sakıncalı çünkü çocuğun okuma hızıyla anlama hızı paralel olamıyor. Çocuk çok hızlı okumaya çalıştığı zaman anlamaya uğraşmıyor, kelimeleri, kavramları yutuyor ayrıca okuma yarışları çocuklarda kaygı oluşturduğu için dikkat eksikliği görülüyor. Bu nedenle önemli olan hızlı okumak değil, okuduğunu anlayabilmek" ifadelerini kullandı.   Dilci, çocuk normal okusa bile öncelikle çocuğun anlama becerisine bakılması gerektiğini vurgulayarak, "Amaç hızlı okumak değil, anlama becerisini ölçmek olmalı. Okuduğunun yüzde 50'sini anlayamayan çocukta sorun var demektir" dedi.   "Tekerlemeler beyni geliştirir, hafızayı güçlendirir"   Aileler ve öğretmenler tarafından çocuğun sözcük hazinesini geliştirmeye yönelik etkinliklerin planlanması gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Dilci, şunları kaydetti:   "Bunlar içerisinde bizim kültürümüzde yer alan ve son derece etkili olan, sözcük hafızamızı ve ifade becerilerimizi güçlendiren tekerleme etkinlikleri yer almalı. Aileler tekerlemeleri araştırmalı, öğrenmeli ve gün içerisinde çocuklarıyla tekerleme etkinliği yapmalı. Böylece çocuklarının düşünce gücü, dil ve beyin koordinasyonu gelişir. Çocuğunun söz varlığını ve anlama kabiliyetini geliştirmek için tekerlemeler üzerinden gitmek önemli çünkü tekerlemeler çocukta yeni öğrenme alanları oluşturarak, beyni geliştirir, hafızayı güçlendirir ve unutkanlığı önler. Sık sık tekerleme söyleyen çocuk, etkin, düzgün, anlamlı ve estetik konuşmalar yapar. Yani tekerlemeler çocuğa beyin egzersizi yaptırır, çocuğun hem okumayı öğrenmesi hem de okuduğunu anlaması kolaylaşır. Bu yüzden çocuğu ifade ve anlama güçlüğü yaşayan ailelere tekerlemelerden yararlanmasını öneriyoruz."   Dilci, tekerlemedeki sözcükleri doğru ifade etmeye uğraşan ve sonunda doğru söyleyen çocuğun öz güvenin artacağını ve kendini daha rahat ifade edeceğini belirterek, "Tekerleme alıştırmalarıyla çocuğun hem anlama hızı gelişecek hem de düşünce etkinliklerinde daha başarılı olacak. Bundan dolayı okuma çalışmalarında öğretmenler ve veliler kesinlikle dakikaya, süreye dayalı okuma yaptırmaktan kaçınmalı" diye konuştu.   Dil öğretiminde en önemli yaş aralığının 4-6 olduğuna dikkati çeken Dilci, "4-6 yaş aralığında tekerleme etkinliğinden yoğun olarak yararlanılmalı. 6 yaşını geçtiği halde rahat konuşmayan, öğrenme bozukluğu yaşayan, ifade güçlüğü çeken çocuklara sıkça tekerleme etkinliği yaptırılmalı. Anne, baba ve kardeşler günlük yarım saat ya da bir saat çocukla tekerleme etkinliği yapmalı. Bunu da çocukları eğlendirerek yaptırmalı çünkü eğlenerek öğrenmek kalıcılığı sağlar" dedi.   (AA)  

Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

Süt Reçeli Nasıl Yapılır

Süt Reçeli Tarifi İçin Malzemeler

1 litre yağlı süt,1 su bardağı toz şeker,1 silme çay kaşığı kabartma tozu ya da karbonat.

Süt Reçeli Yapılışı

Geniş bir tencereye sütü koyalım. Sütün içine kabartma tozunu koyunca çok kabardığı için geniş bir tencere kullanıyoruz.

Sütün içine şekeri ilave edip orta ateşte ara ara karıştırarak kaynatalım.

Kaynadıktan sonra içine kabartma tozunu ilave edip karıştıralım.

Bu aşamada dikkatli olalım süt kabarıyor çünkü.

Sonra kısık ateşte ara ara karıştırarak cıvık muhallebi kıvamına gelene kadar yaklaşık 1 saat pişirelim.

Benim süt reçelim 1 saat 15 dakika da kıvam buldu.

Süt reçelimiz oda sıcaklığında soğuduktan sonra cam bir kaba aktaralım.

Ağzını sıkıca kapatıp buzdolabında saklayalım.

Süt reçelimiz soğudukça koyulaştığı için çok koyu kıvamlı pişirmemeye dikkat edelim.

1 litre sütten 282 ml süt reçeli elde ettim. Dolu dolu 1 su bardağına denk geldi.

Bu harika Süt Reçeli Tarifi için Duygu Temel Gördal’a teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari

26 Aralık 2015 Cumartesi

Yoğurtlu Patates Salatası

Yoğurtlu Patates Salatası Tarifi İçin Malzemeler

8-10 adet patates,1 su bardağı bezelye,1 çay bardağı mısır,3 adet havuç,6-7 adet kornişon,Bir tutam dereotu ve maydanoz (isteğe bağlı),1 kase yoğurt,3 yemek kaşığı mayonez,Tuz.

Yoğurtlu Patates Salatası Yapılışı

Patatesi ve havucu küp küp doğrayalım.

Patatesi, havucu ve bezelyeyi ayrı kaplarda yumuşayana kadar haşlayalım.

Kornişonu, dereotunu ve maydanoz ince ince doğrayıp bir kaba alalım.

Üzerine haşladığımız patatesi, havucu ve bezelyeyi ilave edelim.

Sonra yoğurt ile mayonezi karıştırıp sebzelerin üzerine dökelim ve karıştıralım.

Son olarak tuzu ilave edip karıştıralım.

Kelepçeli kalıbın içini streç film ya da poşetle kaplayalım.

Hazırladığımız harcı kalıba döküp bastırarak düzeltelim.

Daha sonra 2-3 saat buzdolabında dinlendirelim.

Süre sonunda servis tabağına ters çevirelim.

Yoğurtlu Patates Salatamızın üzerini istediğiniz şekilde süsleyip servis yapın.

Sebzeleri evde hazırlamaya vaktiniz yoksa bir kavanoz garnitür kullanabilirsiniz.

Bu güzel Yoğurtlu Patates Salatası Tarifi‘ni bizimle paylaşan Lezzet Pınarından Damlalar’a çok teşekkür ederiz.



Şifalı Bitki Bilgileri BitkilerleDeva.com
Saglik Portalım, sifa market, Saglik Videolari